MAHKEMESİ: Kayseri 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/01/2010NUMARASI: 2010/29-2010/64Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Taraflar arasında görülen boşanma davası sonunda mahkemece, hem boşanmaya hem de alacaklı davalı yararına tazminata hükmedilmiş, ilamın maddi ve manevi tazminata ilişkin fer'i kısımları alacaklı tarafından icra takibine konu edilmiştir. Borçlu vekili şikayetinde boşanma ilamının temyiz edildiğini, henüz kesinleşmediği halde ilamın fer'ilerine yönelik takip açıldığını savunmuş, alacaklı vekili ise temyiz dilekçesinde temyizin konusunun yalnızca nafaka ve tazminata ilişkin olduğunu, dolayısıyle boşanma hükmünün kesinleştiğini ileri sürmüştür.MK.nun 443/4.maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca, boşanma kararının eklentisi olan tazminat vs.alacaklara ilişkin hükümler de aynı kurala tabidir. Ancak, boşanma kararı kesinleşmiş ise, bu ilamla birlikte hükmedilmiş olsa bile kesinleşmeyen maddi ve manevi tazminata ilişkin hükümlerin, takibe konu edilmesi olanaklıdır. Yine, tedbir niteliğinde hükmedilen nafakanın da takibe konu edilmesinde buna ilişkin hükmün kesinleşmesi aranmaz. (HGK.28.2.2001 tarih 2001/12-206 E. 2001/217 K ve HGK 22.10.2008 tarih 2008/12-656, 2008/638 sayılı kararları)Bu durumda mahkemece duruşma açılıp, taraf teşkili sağlanarak, tarafların iddia ve delilleri toplandıktan ve özellikle takip dayanağı ilamın boşanma hükmü yönünden kesinleşip kesinleşmediği mahkemesinden sorulup kesin bir biçimde belirlendikten sonra yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.