MAHKEMESİ : İzmir 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/04/2014NUMARASI : 2014/195-2014/263 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi borçlu, diğer fesih sebepleri ile birlikte satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshi isteminde bulunmuştur.7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun Bilinen Adreste Tebligat başlıklı 10/1. maddesinde ''Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.'' hükmü yer almaktadır. 11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3. maddesiyle eklenen 10/2. maddesine göre ise; '' Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.'' düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Yasa'nın Tebliğ Mazbatası başlıklı 23. maddesine 6099 Sayılı Kanunun 6. maddesiyle eklenen 8. bendinde de; '' Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı...İhtiva etmesi lazımdır.'' hükmüne yer verilmiştir.Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre ise; ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.''Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun ''Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti'' başlıklı 35/1. maddesinde ''Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.'' düzenlemesi öngörülmüştür. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise ''Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.'' hükmü yer almaktadır. Somut olayda; şikayetçi borçlu adına üç adet satış ilanı tebligatının gönderildiği, anılan tebligatlardan ikisinin ''F. Ç. Mah. K. Sk. No:28 İç kapı No:2 B./.İ'' adresine tebliğe çıkarıldığı, tebliğ evrakları üzerinde ''mernis adresi'' ibaresinin yer aldığı, 28.12.2013 tarihinde tebliğ edilen satış ilanı tebligat parçasında ''Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle ve ilgili merciin isteği üzerine tebligat T.K.21/2 madde gereğince F. Ç.mahallesi muhtarı M.Ö... tebliğ edilmiş ve 2 no'lu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak en yakın komşu haber verilmiştir.'' şerhinin bulunduğu, sözkonusu tebligatlardan 30.12.2013 tarihinde tebliğ edilen satış ilanı tebligatında ise; '' Muhatabın adresten taşındığını komşusu M. E.imzasız ve sözlü beyanında belirtmiştir. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle tebligat T.K.21/2 madde gereğince F. Ç.mahalle muhtarı M. Ö.... tebliğ edilmiş ve 2 no'lu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak en yakın komşu, kapıcı veya yöneticiye haber verilmiştir.'' kaydına yer verildiği görülmektedir. O halde,yukarıda belirtildiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakları üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından Tebligat Kanunu'nun 23. maddesinin 8. bendi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemlerini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatların usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre; gerçek kişilere tebligat yapılabilmesi, muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması şartına bağlanmıştır. Ayrıca, daha evvel bu adreste usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olması da zorunludur. İcra dosyasının incelenmesinde; şikayetçi borçlu adına ''Ata Caddesi, No:25/A B... '' adresine gönderilen satış ilanı tebligatının 02.12.2013 tarihinde bila tebliğ iade edilmesi üzerine aynı adrese çıkarılan satış ilanı tebligatının 28.12.2013 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda, şikayetçiye daha önce aynı adreste geçerli ve usulüne uygun bir tebligat yapılmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, tebliğ tarihi itibarı ile şikayetçinin adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin mevcut bulunduğu icra dosyası kapsamı ile de sabittir. Hal böyle olunca, yasal şartları oluşmadan T.K.'nun 35. maddesi uyarınca gerçekleştirilen satış ilanı tebliğ işlemi usulsüzdür. İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi ise başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.