Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23157 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5397 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu....hakkında başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra şikayetçi mirasçı ...'in, borçlu ..... ile birlikte kendisinin de murisi olan ....'ten intikal eden muhtelif taşınmazlarda borçluya isabet edecek payların haczedildiğini, oysa ki borçlunun miras bırakanın mirasını mahkeme kararıyla reddettiğini belirterek icra müdürlüğünden söz konusu hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, anılan istemin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine adı geçen mirasçının şikayet yoluyla yaptığı başvurunun icra mahkemesince hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle reddine karar verildiği görülmektedir.HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114/.... maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının gerektiği ifade edilmiştir. TMK'nun 611/.... maddesinde ise; ''Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer'' hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda, ..... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 06.05.2015 tarih ve 2015/673 E.- 652 K. sayılı kararıyla muris ..........'in mirasının yasal mirasçılarından borçlu ............. tarafından reddedildiğinin tespitine karar verildiği ve anılan kararın ....05.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, borçlunun bu aşamadan sonra muristen intikal eden taşınmazlar üzerinde herhangi bir tasarruf hakkı kalmadığı açıktır. Diğer taraftan, borçlu .............'in miras hissesine haciz konulmuş olup, yukarıda değinilen TMK'nun 611/.... maddesi uyarınca mirası reddeden borçlunun miras payının, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi yasal mirasçılarına geçeceği kuşkusuzdur. Nitekim, şikayetçi mirasçı ...'in ....07.2015 havale tarihli şikayet dilekçesinde, borçlu .............'in mirasının adı geçen borçlunun alt soyu tarafından..... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/908-1021 sayılı kesinleşmiş kararıyla reddedildiğini bildirdiği görülmektedir. Ne var ki, mahkemece, söz konusu dosya celbedilmeden ve bu itibarla, mirasçı ...'in eldeki şikayet bakımından hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususunun tespitinde söz konusu iddiası araştırılmadan sonuca gidildiği tartışmasızdır.O halde mahkemece, öncelikle,..... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/908 E.-1021 K. sayılı dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, borçlu .............'in mirasının yasal mirasçıları tarafından reddedilip edilmediğinin araştırılması ve bu suretle, mirasçı Ayten ....'in miras yoluyla kendisine intikal eden taşınmazlardaki borçlunun hisseleri üzerine konulan haczin kaldırılmasına yönelik şikayetinde hukuki yararının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, şikayetçinin hukuki yararının bulunduğunun saptanması halinde ise, işin esasının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.....2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.