Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23023 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7933 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Silivri 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/01/2012NUMARASI: 2011/309-2012/39Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi borçlu, Silivri 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1213 Esas sayılı takip dosyasında 14.10.2011 tarihinde yapılan ihalede, satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, satış ilanın imar durumu ile ilgili olan kısmında eksiklikler bulunduğundan ileri sürerek ihalenin feshini istemiştir.Mahkemece, yapılan yargılama sonucuda ileri sürülen fesih sebeplerinin somut olayda gerçekleşmediğinden bahisle, "1-) Davanın kabulüne, 2-) Silivri 2. İcra Müdürlüğü'ne ait 2011/1098 talimat sayılı takip dosyasındaki takibe konu 23.06.2011 tarihli haciz tutanığında belirtilen ve istihkak davasına konu edilen davacıya ait mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, malların ve teminatın davacıya iadesine, 3-) Davalı alacaklı kötüniyetli olmadığından tazminata hükmedilmesine yer olmadığına" dair verilen 25.01.2012 tarihli karar borçlu tarafında temyiz edilmiştir.Ancak, ihale alıcısının 03.02.2012 havale tarihli talebi üzerine mahkemece evrak üzerinde verilen 07.02.2012 tarihli ek karar ile "1-)İhalenin feshi davasının reddine 2-) Davacının İİK.nun 134/2.maddesi gereğince davaya konu gayrimenkulun ihale bedeli olan 54.000,00 TL'nin %10'u olan 5.400,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına ... kararın bu şekilde tavzihine" şeklinde tavzih kararı verilmiş ve anılan tavzih kararı ile gerekçeli karar şikayetçi borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.HUMK.nun 455.maddesinde (6100 Sayılı HMK.nun 305. maddesi) "Hüküm müphem ve gayrı vazıh olur veya mütenakız fıkraları ihtiva ederse, icrasına kadar iki taraftan her biri ilamın tavzihini ve tenakızın refini isteyebilir" hükmü yer almaktadır. Yasa maddesinde öngörüldüğü üzere, açık olmayan veya çelişkili fıkraları kapsayan hükümlerin tavzihi istenebilir. Hakim verdiği hüküm ile bağlıdır. Hakimin, sonradan hükmün yanlış olduğu veya kararda eksik hususlar bulunduğu kanaatine ulaşsa bile hüküm temyiz edilip bozulmadıkça veya yargılamanın iadesine karar verilmedikçe verdiği kararı değiştiremiyeceği gibi, unutulan bir husus hakkında karara sonradan ekleme yapması veya bu konuda ek bir karar vermesi mümkün değildir.Somut olayda, hakim re'sen unutulan bir hususta asıl hükmü değiştirecek ve kesin hükmün sonucunu ortadan kaldıracak şekilde karar veremez. Zira kesin hüküm; kararı veren mahkeme de dahil diğer tüm mahkemeleri bağlar.Mahkemece, bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde tavzih kararı tesis edilmesi yerinde olmadığı gibi tavzih kararı ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm tesisi de isabetsiz olduğundan önceki kararlar ile bağlı olmaksızın çelişki giderilerek yeniden hüküm kurulması için her iki kararın da re'sen bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.