MAHKEMESİ: İstanbul 8. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 23/11/2009NUMARASI: 2009/1692-2009/1967Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu vekili, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde dayanak çekin zamanaşımına uğradığından bahisle, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Borçlar Kanunu'nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK.nun 730. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken 662. maddesi zamanaşımının hangi sebeplerle kesileceğini sınırlı bir şekilde açıklamıştır. Bu sebeplerden birisi de dava açılmasıdır. Gerek alacaklı ve gerekse borçlu tarafından genel mahkemelerde açılan davaların zamanasımını keseceği konusunda bir tereddüt mevcut degildir. (HGK.nun 22.02.1984 tarih ve 1981/11-716 E.-1984/141 K.) (HGK.nun 20.1.1996 gün ve 1996/12-654 E. - 1996/805 K. sayılı kararları)Somut olayda, icra mahkemesince Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/744 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığı, derdest olduğu ve bu davanın zamanaşımını keseceğinden bahsedilerek itirazın reddine karar verilmişse de, incelenen takip dosyasında, borçlu itiraz edene 18.05.2007 tarihinde ödeme emri tebliğ olunduğu, takibin kesinleşmesinden sonra talimat icra müdürlüğüne yazılan 30.07.2007 tarihli haciz müzekkeresinden itibaren dayanak çek hakkında 16.10.2008 tarihinde Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/821 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı ve bilahare aynı mahkemenin 2008/744 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, menfi tespit davasına kadar herhangi bir takip işlemi bulunmadığı gorülmektedir. Bu durumda TTK. nun 726. maddesinde yazılı 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuştur. İtiraz eden tarafından takibin kesinleşmesinden önceki dönem için uygulanması gerekli İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline karar verilmesi talep edilmişse de, HUMK'nun 76. maddesi gereğince hukuki tavsif hakime ait olduğundan mahkemece itiraz, İİK.nun 71/son ve 33a maddeleri uyarınca kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile zamanaşımının kesildiğinden bahisle davanın reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.