Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2272 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 36132 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Şarköy İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/05/2013NUMARASI : 2012/30-2013/28DAVACI : BORÇLU: F.. Ç..DAVALI : ALACAKLI: T.. A.. Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : HMK'nun 20. maddesinde; "(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir" hükmü yer almaktadır. Somut olayda alacaklının, borçlu hakkında yetkisiz İstanbul İcra Dairesinde 06.01.2012 tarihinde takipte bulunduğu, borçlunun yetki itirazı üzerine İstanbul 17. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 07.02.2012 tarih ve 2012/122-98 sayılı kararı ile yetki itirazının kabulü ile talep halinde dosyanın yetkili Şarköy İcra Dairelerine gönderilmesine karar verildiği, kararın 05.03.2012 tarihinde kesinleştiği, alacaklı vekilinin ise, yasal süreden sonra (29.06.2012 tarihinde) dosyanın yetkili Şarköy İcra Dairelerine gönderilmesini istediği anlaşılmaktadır. HMK.nun 20. maddesi hükmünün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle kararın alacaklı vekilince temyiz edilmesi halinde dahi aleyhe bozma ilkesi nazara alınamaz (Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/1-433 kararında benimsendiği gibi). O halde, mahkemece, kamu düzeni ile ilgili olan HMK.nun 20.maddesi uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.