MAHKEMESİ: Erzurum 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/01/2011NUMARASI: 2010/285-2011/7Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından başlatılan ilama dayalı takibe karşı borçlunun, dayanak ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olması nedeniyle kesinleşmeden takibe konulamayacağını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ilamın sözleşmenin yorumuna ve kooperatif hissesinin kime ait olduğunun tespitine ilişkin olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.HUMK'nun 443/4.maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani, bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir (Prof.Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku)Somut olayda, takip dayanağı Erzurum 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/05/2010 tarih ve 2009/197 E.-2010/268 K.sayılı kararında, davacıların, davalı kooperatif ile yaptıkları düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesi hükümlerine göre her bir davacıya sözleşmede belirtilen yüzölçümü ve özellikleri kararlaştırılmış şekilde,iç ve dış yapımı tamamlanmış olarak dört dairenin adlarına tespiti ile mülkiyet durumuna göre davacıların adlarına ayrı ayrı sözleşme hükümleri gereğince tapuya tescilini talep ettikleri, mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verildiği, reddedilen kısım üzerinden davalı kooperatif lehine vekalet ücretine hükmedildiği ve alacaklı kooperatif tarafından söz konusu vekalet ücretinin takibe konulduğu görülmektedir. Buna göre, takip dayanağı ilamı ve ilamdaki davacı borçluların talebi, mülkiyetin tespiti ve tescili ile ilgili olup, tespit kararları kesinleşmeden infaz edilemez. Kararın eklentisi olan masraf ve vekalet ücreti de asla bağlı olarak kesinleşmeden icraya konulamaz. O halde, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.