Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2262 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26450 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/04/2012NUMARASI: 2011/1619-2012/667Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçilmiş, borçlunun senet aslının icra dosyasında olmadığına yönelik şikayeti üzerine İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2007/1519 E. - 2007/1451 K. sayılı kararı ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Dosyadan çıkan ödeme emrinin tebliği üzerine, senette lehtar ciranta olan B. U.vekili süresinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda; ilk takip tarihinde bono aslının icra kasasına sunulduktan sonra ödeme emri gönderilmesinin talep edildiği 15.05.2009 tarihli işleme kadar 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürmüştür. İİK.nun 168/5.maddesine göre, borçlu, alacağın zamanaşımına uğradığını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir.Somut olayda; takip 19.11.2007 tarihinde başlatılmış, ciranta borçluya gönderilen ödeme emrinin iptali üzerine yeniden çıkan ödeme emri borçluya 20.05.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Takip tarihi 19.11.2007 tarihi ile 15.05.2009 tarihli yeniden ödeme emri gönderilmesinin talep edildiği tarihe kadar ciranta borçlu yönünden zamanaşımını kesen herhangi bir takip işlemi yapılmamıştır. Takip kesinleşmediğinden bu gibi hallerde, mahkemece İİK'nun 71. maddesi değil, İİK.nun 168/5. ve 169/a maddesi koşullarında inceleme yapılmalıdır. O halde mahkemece istemin kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.