Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 22507 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9792 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Tarsus İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/06/2009NUMARASI: 2008/403-2009/211Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takip dayanağı senedin, alacaklı adına düzenlenen 20/10/2008 tarih ve 003182 nolu mal teslim fişinin eki olduğu görülmektedir. Borçlu vekili icra mahkemesine yaptığı başvuruda; evrağın kambiyo senedi vasfında olmadığını, 33 NT cinsli malın miktarının 500 kg., fiyatının 450,00 YTL olarak düzenlenmişken, tahrifatla 5000 kg. ve 4.500,00 YTL yapıldığını, sözkonusu malların teslim edilmediğini ileri sürmektedir. TTK'nun 592. maddesi gereğince, tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmayan senetlerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının icra mahkemesinde ancak yazılı belge ile kanıtlanabileceğine ilişkin kural, boş olarak imzalanıp alacaklıya verilen bononun müstakil olarak tanzim edilmesi ve veresiye akaryakıt fişi, taksitle alım sözleşmesi, mal teslim fişi vs. gibi alacağın tahsilinin muhakemeyi gerektirdiği bir belgeye bağlı olmaması hali içindir. Somut olayda dayanak bono, mal teslim fişinin eki niteliğinde olup, teslim edildiği iddia edilen malın miktarının ve fiyatının da ihtilaflı olduğu anlaşıldığından dayanak belge, TTK'nun 688/2. maddesinde öngörülen kayıtsız ve şartsız bir bedeli ödeme vaadini taşımadığından alacağın tahsili yargılamayı gerektirir. Alacaklı vekilinin cevap dilekçesi ekinde sunmuş olduğu örnek icra mahkemesi kararı ve Dairemizin onama kararı somut olaya uygun düşmemektedir. Zira örnek itiraz dilekçesinde; borçlu vekili borcun büyük kısmının ödendiğini ileri sürdüğünden İİK'nun 170/a-son maddesi gereğince dayanak belgenin kambiyo vasfında olup olmadığı sonuca etki olmamıştır. Somut olayımızda ise borçlu vekili tarafından borcun kısmen veya tamamen ödendiği de ileri sürülmediğinden, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.