Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22491 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16184 - Esas Yıl 2013





ESAS NO: 2013/16184 KARAR NO: 2013/22491Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesi'ne başvurduğu, mahkemece, ileri sürülen fesih sebeplerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile 11.01.2012 tarih ve 2011/112E.-2012/3K. sayılı karar ile şikayetin reddine karar verildiği, anılan kararın Dairemizin 07.06.2012 tarih ve 2012/4538E.- 2012/19759K. sayılı kararı ile ihalenin feshi isteminin reddine ilişkin bölümü yönünden onandığı, Dairemizin aynı kararı ile borçlu aleyhine İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca para cezası konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle bozulduğu, Dairemizin belirtilen bu kararından sonra alacaklı vekili Av. N.S 'nin 08.11.2012 havale tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiklerine dair beyanda bulunduğu, alacaklı vekilince verilen bu dilekçe dosyaya sunulduktan sonra Dairemizin 24.12.2012 tarih ve 2012/25837E.-2012/39531K. sayılı kararı ile borçlunun karar düzeltme isteminin reddedildiği, borçlunun karar düzeltme isteminin incelenmesi safhasında, alacaklı vekili tarafından dosyaya sunulan davanın kabulüne ilişkin dilekçenin maddi hata sonucu değerlendirilmemiş olduğu, mahkemece, yeniden yapılan yargılama sonucunda Dairemizin 07.06.2012 tarih ve 2012/4538E.- 2012/19759K sayılı kararına uyularak, borçlunun ihalenin feshi istemi konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve borçlu aleyhine İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca para cezasına hükmedilmiş ise de, alacaklı vekilince davanın kabul edildiğine dair dilekçenin ilk kararın kesinleşmesinden önce dosyaya sunulmuş olduğu anlaşıldığından, HMK'nun 310 ve 311. maddeleri de gözetilerek alacaklı vekilinin davayı kabul ettiklerine ilişkin beyanı doğrultusunda karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.