Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2245 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 22017 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ankara 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/06/2010NUMARASI: 2010/395-2010/756Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı ......... San. Ve Tic. LTd. Şti. tarafından borçlular ........Tic.Ltd.Şti ve .. ve ................ San. Tic. Ltd. Şti. hakkında çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılmış ve örnek 10 nolu ödeme emri borçlu ...ve ............ Ltd. Şti'ne 16.03.2010 tarihinde, borçlu .......... Ve Nak.Tic.Ltd.Şti'ne ise 23.03.2010 tarihinde tebliğ olunmuştur. Borçlu ..............Nak. Tic. Ltd. Şti.'nin yasal 5 günlük süre içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiği, diğer borçlu ....ve ....... Tic. Ltd. Şti'nin ise yasal 5 günlük süreyi geçirdikten sonra icra mahkemesine başvurusunda, icra müdürlüğünün yetkisine ve borca kısmi itirazda bulunduğu anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılamada, her iki borçlu şirket hakkında iflasın ertelenmesi kararı verildiğinden bahisle takibin iptaline karar verilmiştir.İ.İ.K.nun 168/5. maddesi uyarınca, borçlunun yetkiye ve borca karşı itirazlarını 5 gün içerisinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. Somut olayda ise borçlulardan....ve .......... Tic. Ltd. Şti., yetkiye ve borca karşı itirazlarını yasal 5 günlük süreyi geçirdikten sonra icra mahkemesine bildirmiş olup, mahkemece bu husus resen dikkate alınmalıdır. Diğer yandan borçlu .............Tic.Ltd.Şti. dava dilekçesinde yalnızca icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş olup, mahkemece talep dışına çıkılarak ve bu konudaki deliller dahi getirtilmeksizin her iki borçlu şirket hakkında iflasın ertelenmesi kararı verildiğinden bahisle takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz ise de, alacaklı vekili temyiz dilekçesinde iflasın ertelenmesi davasının görülmesi sırasında verilen tedbir kararı gereğince takibin iptaline değil durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini beyan ettiğinden, mahkemece 19.01.2010 tarihli ihtiyati tedbir kararı içeriğine göre takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi de yerinde görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.