MAHKEMESİ: İstanbul 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/06/2012NUMARASI: 2012/5-2012/962Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :TTK.nun 730. maddesi yollamasıyla uygulanması gerekli aynı kanunun 662. maddesine göre zamanaşımı; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir. Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmiş, bu davanın kimin tarafından açılacak bir dava olduğu hususunda açıklık getirilmemiştir. Ancak borçlu tarafından açılacak davada alacaklı durumundaki davalının itirazını defi yolu ile ileri sürdüğü takdirde; açılan davanın zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim Yargıtay HGK.nun 20.1.1996 tarih 1996/12-654E.-1996/805K.sayılı ve HGK.nun 22.2.1984 tarih ve 1981/10-716E.-1984/141K. sayılı kararları ile de aynı ilke kabul edilmiştir. TTK.nun 662.maddesinde zamanaşımının kesilmesi özel olarak düzenlenmiş iken, zaman a??ımının durması ile ilgili bir hüküm mevcut değildir. TTK.nun 1.maddesinin yollaması ile Borçlar Kanununun zaman aşımının durmasına ilişkin hükümleri ve bu arada BK.nun 132. maddesi ticari senetler içinde uygulanacaktır. (Prof. Dr. Seza Reisoğlu, Çek, 1998 Baskı sahife:305 vd.) (Gönen Eriş, Çek Hukuku, 2003 Baskı sahife:291)BK.nun 132/son maddesine göre; zamanaşımını tatil eden sebeplerin ortadan kaldırılmasından sonra, bir başka deyişle, menfi tesbit davasının sonuçlanıp kesinleşmesinden sonra yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlayacaktır. Somut olayda; borçlu tarafından açılan menfi tespit davası İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/209 E. - 2010/478 K. sayılı kararı ile reddedilmiş, bu karar 21.11.2011 tarihinde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından onanmıştır. Menfi tesbit davasının kesinleşmesine kadar zamanaşımı süresi işlemeyeceğinden, mahkemece zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle icra takibinin geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/01/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.