MAHKEMESİ : Samsun 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/10/2013NUMARASI : 2013/694-2013/771 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla takibe karşı borçlunun iflas erteleme davasında tedbir kararı verildiğini belirterek takibin durdurulması ve hacizlerin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabul edilerek takibin durdurulmasına ve borçlunun banka kayıtları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinde; Alacaklının Samsun 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/09/2013 tarih ve 2013/150 D.İş esas-147 karar sayılı ihtiyati haciz kararına dayanılarak takibe başlandığı, 30/09/2013 tarihinde borçlu şirketin banka hesaplarının ihtiyaten haczi için İİK.nun 89/1.maddesine göre haciz ihbarnameleri düzenlendiği, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/341 E. sayılı iflasın ertelenmesi davasında verilen 31/12/2012 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile borçlu şirket aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere yapılmış ve yapılacak tüm takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verildiği, ihtiyati haciz kararlarının infazına dair herhangi bir açıklamanın bulunmadığı görülmektedir. İİK.nun 179/b madde hükmü gereğince açılan iflasın ertelenmesi davası nedeniyle verilen bu tedbir kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere evvelce başlamış veya başlatılacak takipler durur. Ancak, ihtiyati haciz bir icra takip işlemi olmayıp, asıl icra takip işlemine yardımcı olan, güvence sağlayan, koruyucu nitelikte bir kurum ve bizzat icra takip işlemine dönüşmeye elverişli, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce uygulanan bir nevi tedbir işlemidir. İhtiyati haczin icra takip işlemi olmadığı hususu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun “İhtiyati haczin İİK.289.maddesinde öngörülen takip yasağından sayılmayacağına ilişkin” 16.02.2000 gün ve 2000/12-49 esas ve 2000/94 karar sayılı; yine “ihtiyati haczin Türk Ticaret Kanunu’nun 662.maddesinde zamanaşımını kesen sebepler arasında sayılan takip talebi niteliğinin bulunmadığına ilişkin” 22.06.1968 gün ve 1967/805 esas, 1968/475 karar sayılı ilamlarında da açıkça ifade edilmiştir. (Hukuk Genel Kurulu’nun. 23.01.2008 tarih, 2008/12-25 esas, 2008/3 karar sayılı kararı) Bu nedenle ihtiyati tedbir kararında özellikle tedbirin ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediği sürece, icra takiplerinin durdurulması yönünde verilen tedbir kararı, ihtiyati haczin infazını engellemez. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı bir kez infaz edilmekle son bulmayıp, ihtiyati haciz kararının verildiği alacak miktarını karşılayıncaya kadar infaz işlemine devam edilir. Bir diğer ifade ile ihtiyati hacizler konulur. Somut olayda da, ihtiyati tedbir kararında, tedbirin açıkça ihtiyati hacizleri de kapsayacağı belirtilmediğine göre, geçerliliğini sürdüren ihtiyati haciz kararına dayalı olarak hacizler uygulanmasında yasaya aykırılık yoktur. O halde, mahkemece, borçlunun takibin durdurulmasına yönelik şikayetinin kabulü doğru ise de, hacizlerin kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.