MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlular vekili, diğer fesih nedenlerinin yanı sıra takipte toplam yedi adet taşınmaz hakkında takip yapılmasına karşın sadece bir taşınmaz yönünden satış talep edildiği, toplu ipotekte taşınmazların tamamının aynı anda satışının talep edilmesinin zorunlu olduğu, müflis şirkete satış ilanı tebligatının yapılmadığını ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece ihalenin feshini gerektiren hiçbir işlem gerçekleşmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Taşınmaz rehni 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 850 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 850. maddesine göre taşınmaz rehninin ipotek veya ipotekli borç senedi ve irat senedi şeklinde kurulabileceği, başka herhangi bir şekilde kurulamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere ipotek, taşınmaz rehninin bir türüdür ve bir borcun ödenmesinin taşınmazla teminat altına alınması hukuki ilişkisine dayanır. İpotek, taşınmaza taalluk eden haklardandır. Birden fazla taşınmazın bir alacağın teminine tahsis edilmesi mümkündür. Bu durum toplu rehin kurulması veya rehin yükünün paylaştırılması yoluyla sağlanabilir.Uygulama ve öğretide yer alan tanımlamaya göre bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine toplu rehin (kollektif rehin - müşterek rehin, birlikte rehin=Gesaptpfand) denilmektedir. (Köprülü-sınırlı-haklar-İstanbul 1982- 1983,2.bası sh.291 vd.)Yasa metninde de açıkça ifade edildiği gibi bu rehin türü "üzerinde kurulmak istenen taşınmazlarının mülkiyetinin aynı kişiye ait olması" ya da "taşınmazların ayrı kişilerin mülkiyetinde yani taşınmazların malikleri farklı kimseler ise, bu kişilerin güvence altına alınmak istenen borçtan müteselsil olarak sorumlu bulunmaları" hallerinde kurulabilmektedir. Bu şartlar yoksa toplu rehin kurulamaz.Toplu rehinde amaç, tek bir alacağın tamamının ,birden fazla taşınmaz ile teminata alınmış olup birden fazla taşınmaz üzerinde kurulu rehinler arasında hukuki bağlılık vardır ve bu bağ içerisinde alacaklının alacağın tahsil etmesi asıldır. Rehinli alacaklının teminatı ne denli fazla olursa olsun temelde alacağını ancak bir kere elde edebileceğinin de unutulmaması gerekir. Böylece rehinli taşnmazlardan birisinin paraya çevrilmesi halinde rehinli alacaklı alacağını tahsil etmişse artık diğer taşınmaz üzerindeki rehnin konusu kalmayacak ve sona erecektir. Kısacası alacaklı alacağının tutarını bir kez isteyebilir. Alacağı tümüyle karşılandığında bütün taşınmazlar hakkındaki rehin hakkının sona ermesi gerekir.4721 Sayılı TMK'nun 873/3. maddesine göre "Aynı alacak için birden fazla gayrimenkul üzerinde rehin tesis edilmiş ise alacaklı bunların aynı zamanda satılmasını talep etmeye mecburdur. Bununla beraber icra memuru ancak gerektiği kadarını satar" hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısı alacağı gününde ödenmemişse açıklanan yasa hükmü gereği üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazların her birinin aynı zamanda satılmasını talep etmek zorundadır. Bu zorunluluk alacaklının istediği taşınmazı sattırarak keyfi davranmayı önlemeye yöneliktir. (HGK.27.11.2002. T, 12-823/1020 K.) Somut olayda, ..., ..., ..., ... ve ...'un ... Bankasından doğmuş ve doğacak kredilerinin teminatı olmak üzere ikisi ...'ne, dördü de dava dışı ...'a ait altı taşınmaz üzerine 09.01.2008, 10.11.2008 ve 13.11.2008 tarihlerinde limit ipoteği tesis edilmiştir. Bu altı taşınmaz yönünden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmasına karşılık, alacaklının 09.01.2014 tarihli talebiyle davaya konu bir taşınmaz yönünden satış talebinde bulunulmuştur. MK. 850 ve 873 maddeleri uyarınca aynı alacaktan dolayı birden fazla verilmiş limit ipoteği mevcut olduğundan, birlikte satışının istenilmesi zorunludur. Ayrı ayrı satışa çıkarılması doğru değildir. O halde mahkemece, birden fazla taşınmaz hakkında takip yapılmasına karşılık, taşınmazların tamamı yerine birinin satışının talep edilmesinin anılan yasa maddelerine aykırı olduğundan ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca: a) Müflis ...'ne satış dosyasından satış ilanı tebligatı çıkarılmamıştır. İİK. nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Şikayetçi müflis Bulsan şirketi yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken mahkemece, istemin reddine karar verilmesi hatalıdır. b) İİK'nun 134/2. maddesinde; "İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler, yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler" hükmüne yer verilmiştir. Şikayetçi Müflis ... Ipotek akit tablosunda kredi borçlusu olup bu takipte borçlu sıfatı yoktur. Ayrıca şikayetçi, tapu sicilindeki ilgili veya ihaleye pey süren kişi de değildir. Yukarıda yazılı maddede ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmış olup, şikayetçinin takibe konu ipotek akit tablosunda kredi borçlusu olması kendisine ihalenin feshini talep hakkı vermez. Mahkemece, şikayetçi şirketin dava açma hakkı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası incelenerek istemin reddi kararı verilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.