Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22293 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9675 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Bursa 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/03/2010NUMARASI: 2009/938-2010/208Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 17 ve Tebligat Tüzüğü’nün 23.maddesine göre, belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.Somut olayda, satış ilanı tebliğ belgesinin incelenmesinde, tebligatın, daimi işçisi B. T.’a 10/07/2009 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır. Borçlu vekilinin, tebligatı alan B. T.’ın, borçlunu işçisi olmadığını iddia ettiği ve alacaklı vekilinin de anılan şahsın borçlunun ortağı olduğu diğer takip borçlusu .... Ltd.Şti.nin çalışanı olduğunu beyanla bu iddiayı kabul ettiği görülmektedir. Şikayetçi borçlu, her ne kadar tebligatı alan şahsın çalıştığı şirketin ortağı ise de, satış ilanı tebligatı, şirkete değil gerçek kişi olarak bizzat şikayetçi adına çıkarıldığına göre, tebligatı da ancak onun daimi çalışanı almaya yetkili olacaktır. Bu durumda, şikayetçi adına çıkarılan satış ilanı tebligatı, yukarıda anılan madde hükümleri yerine getirilmediğinden usulüne uygun değildir.Dairemizin süreklilik arzeden içtihatlarına göre, borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir.O halde, mahkemece, ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçi borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.