Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22270 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9417 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Malatya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 09/09/2009NUMARASI: 2009/387-2009/695Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlular vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;2) Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarına gelince :Borçlular aleyhinde genel kredi sözleşmesine dayalı olarak Malatya icra dairesinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatılmıştır.Borçlular süresi içerisinde, Malatya icra müdürlüğü'nün yetkisine ve borca itraz etmeleri üzerine, alacaklı vekili icra mahkemesin de itirazların kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece kredi sözleşmesinin 41. maddesinde özel yetkili yer olarak Malatya ve Bitlisin yetkili kılındığı, borçlulara ödeme emirlerinin Bitlis'de tebliğ edildiği, bu nedenle yetki itirazının kaldırılması talebinin reddine dair karar verilmiştir.İİK.nun 50/1. madde göndermesiyle uygulanması gereken HUMK'nun 22. maddesi gereğince kamu düzenine aykırı olmayan hallerde tarafların sözleşme ile yetkili yeri belirlemeleri mümkündür. Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinde, Malatya ve Bitlis Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Alacaklının bu yerlerden birinde (Malatya'da) takip yapmasında usulsüzlük bulunmamaktadır.Alacaklı takip talepnamesinde takip dayanağı kredi sözleşmelerine dayanmıştır. Borçluların ikametgahı Bitlis ise de takibin HUMK 22. maddesi gereğince Malatya İcra Dairesinde yapılmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Zira sözleşmede Malatya İcra Dairelerinin yetkisi de kararlaştırılmış bulunduğundan alacaklının sözleşme ile yetkili kılınan yer de takip yapması da doğrudur. Hal böyle olunca mahkemece borçluların yetkiye yönelik itirazının reddine karar verildikten sonra diğer itiraz nedenleri incelenerek hasıl olacak sonuca göre alacaklı istemi hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.