Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 22193 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9166 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 07/10/2009NUMARASI: 2009/3452-2009/2636Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140/2.maddesinde “Faaliyet izni kaldırılan veya tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen bankaların iflas ve tasfiye idarelerinin Fon tarafından, borçlarının ve/veya taahhütlerinin üstlenilmesi ve/veya alacaklarının devralınması hâlinde, Fonun üstlendiği borçlar ve/veya taahhütler ile devraldığı alacaklarla ilgili devir ve temlik sözleşmeleri, her türlü teminatın tesisi ve kaldırılması, sözleşmelerin bozulması, dava ve icra takipleri ile bu borçlar ve/veya alacaklar ve/veya taahhütlerle ilgili diğer her türlü işlemler ve bu işlemlerle ilgili düzenlenen kâğıtlar, her türlü vergi, resim, harç, fonlar ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesi hükmünden istisnadır.” hükmüne yer verilmiş, aynı yasanın 140/3. maddesinde ise, “Borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil harcı dahil her türlü vergi, resim, harç ve masraflar bu alacaktan mahsup edilemez. Bu işlemlerden kaynaklanan döner sermaye ücreti ödenmez ve diğer kesintiler yapılmaz.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.Bu durumda şikayetçi (alacaklı) banka harç ödemekle yükümlü olmadığı gibi, borçlu tarafından ödenmesi gerekli tahsil harcı, şikayetçi bankanın alacağından da mahsup edilemez. Tahsil harcının sorumluluğu İİK.nun 15. maddesine göre borçludur. Dairemizin yerleşik içtihatları gereğince tahsil harcı yönünden bu harcın tahsili için Harçlar Kanunu'nun 37. maddesi uyarınca ilgili vergi dairesine yazı yazılması gerekli ve yeterlidir. O halde icra müdürlüğünün bu yöndeki kararında bir isabetsizlik yoktur. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.