MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:İhaleye konu taşınmazın hissedarı olan şikayetçinin Sulh Hukuk Mahkemesine başvurusunda kendisine satış ilanı tebliğ edilmediğini ileri sürerek, ortaklığın satış yoluyla giderilmesi kararına dayalı olarak satış memurluğunca gerçekleştirilen ihalenin feshini istediği, mahkemece; şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir." Bu yönetmeliğe göre 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 21/2. maddeye göre tebliğ işlemi yapılamaz.Somut olayda; şikayetçi hissedar ... adına düzenlenen satış ilanı tebligatının dağıtıcı tarafından "adres kapalı olup muhatabın nerede olduğu bilinmiyor. Evrak 7201 sayılı TK 21. md gereği mahalle muhtarı ... imzasına teslim edildi. 2 nolu formül kapıya yapıştırıldı. Komşusu ... e haber verildi." şerhi ile 26.11.2015 tarihinde tebliğ ediliği, ancak tebliği çıkaran merci tarafından tebliğ evrakı üzerine, bu adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olması nedeniyle, tebligatın TK.'nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiğine ilişkin bir şerhin verilmediği görülmektedir.Tebliği çıkaran merci tarafından, Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği için, tebligatın TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre yapılması gerekirken, dağıtıcının kendiliğinden TK'nun 21/2. maddesine göre tebliği yapması kanuna aykırıdır.İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği satışı yapılan taşınmazın paydaşlarına tebliğ edilmelidir. Taşınmazın hissedarı olan şikayetçiye satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Öte yandan, ortaklığın giderilmesi ilamı nedeniyle yapılan satışlara ilişkin ihalenin feshi davalarında alıcı ile birlikte hissedarların tamamının hasım olarak gösterilmeleri gerekir. Somut olayda bu kurala uyulmadığı ve ihale alıcısı ile hissedarların hiçbirisinin davaya dahil edilmediği tespit edilmiş olup, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.