Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22126 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 18545 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Gölcük İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/05/2008NUMARASI: 2007/226-2008/119Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1-Haczedilmez şikayetine ilişkin temyiz itirazlarını incelenmesinde;İİK. nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu İcra Mahkemesinde çözümlenir. Anılan yetki kuralı kamu düzenine yönelik olup, kesin niteliktedir ve Mahkemece re’sen gözetilmelidir. (HGK. 21.3.2001 Tarih, 2001/12-235)Yasada, koşulların oluşması halinde İİK’ nun 79 ve 360. maddeleri bu husustaki yetkiyle ilgili istisnalardır. Somut olayda Gölcük İcra Dairesince taşınmaz üzerine konulmuş bir haciz bulunmayıp, Kocaeli 5.İcra Müdürlüğü’nce 2006/9832 esas sayılı icra takip dosyasından Gölcük Tapu Sicil Müdürlüğü’ne doğrudan yazılan yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına 21.09.2004 tarihinde haciz uygulanmıştır. O halde anılan hacze karşı şikayeti incelemeye Kocaeli İcra Mahkemesi yetkili olup, Mahkemece haczedilmezlik şikayetinin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Kabule göre de; borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasına engeller. Somut olayda, taşınmaz kaydına 21.09.2004 tarihinde haciz uygulanmış olduğu ve taşınmaz üzerinde haciz tarihinden daha önce Ziraat Bankası AŞ. lehine 11.09.2002 tarihli ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir. Bu durumda, Mahkemece Ziraat Bankası AŞ. lehine verilen ipoteğin tapudan mahiyeti belirlenip, ipotek akit tablosu incelenerek zorunlu ipotek olup olmadığı tespit edilmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru değildir. 2-İhaleye feshi şikayetine yönelik temyiz itirazlarını incelenmesinde;İhalenin feshi nedenleri İİK.nun 134. maddesinde teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece, (ihalenin B.K. 226. maddesinde yazılı), (satış ilanı tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerinde hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir.İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekçe Yargıtay uygulamasında;1)İhaleye fesat karıştırılmış olması,2)Artırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler3) İhalenin yapılması aşamasındaki hatalı işlemler4)Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olmasıŞeklinde sıralanabilir. Haczedilmezlik ihalenin feshi nedenleri arasında yer almamaktadır. O halde Mahkemece, borçlunun ileri sürdüğü diğer fesih nedenleri değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, haczedilmezlik nedeni ile şikayetin kabulü yasaya uygun bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (1) maddede yazılı nedenlerle haczedilmezlik şikayeti, (2) maddede yazılı nedenlerle ihalenin feshi şikayeti yönünden İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),bozma nedenine göre haczedilmezlik şikayetine yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 16.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.