Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21849 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 19273 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Bursa 3. İcra MahkemesiTARİHİ: 25/07/2007NUMARASI: 2007/391-2007/423Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İİK.nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. İcra kefiline karşı (ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak) ayrı bir ilamlı icra takibi de yapılabilir. Fakat, icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyasında takibin icra kefiline karşı yürütülmesi de mümkündür. Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan asıl borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamaz. Çünkü kefil hakkında yürütülecek takibin kesinleşen bir miktar için başlatılıp devam etmesi zorunludur. Bu koşullar oluştuktan sonra (icra kefili hakkında) uygulanan bir haciz sırasında adı geçenin haczedilmezlikle ilgili hakkından feragat bulunduğu takdirde İİK.nun 83/a maddesinin tatbiki sözkonusu olur. (Prof Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı Sahife 767) (Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas 1. Cilt Sahife 834) (HGK. 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002)Somut olayda mahkemenin kefaletin hukuki niteliği ile ilgili gerekçesi yasaya uygun olmakla beraber, kefilin kabul beyanı kendisi hakkındaki haciz sırasında olmayıp, dosya borçlusu ile ilgili ve kefalet ettiği borca yönelik haciz tutanağında yazılıdır.O halde haczin kaldırılmamasına ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle bu istemin de reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.