Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21740 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 18970 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : Ankara 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/07/2006NUMARASI : 2005/1145-545Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK.nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi :2-Borçlu ............................................. hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçildiği ve borçluya örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine başvurarak , şirket adına bono düzenleyen .........................................’ün şirket adına vekaleten bono düzenleme yetkisinin olmadığı, ..........................’ün 19.07.2004 tarihinde vekaletten azledildiği, bononun sonradan düzenlendiğini belirterek borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.Takip dayanağı bononun ............................................ ne vekaleten .................................... tarafından keşide edildiği ve keşide tarihinin 02.06.2004 olduğu görülmüştür.Yargılama sırasında dosyaya sunulan Gaziantep 4. Noterliğinin 28.02.2002 tarih ve 05219 yevmiye numaralı vekaletnamesinde bonoda keşideci olarak yazılı olan ..................................................... nin çek düzenleme yetkisini de içerecek şekilde ...................................’ü vekil tayin ettiği tespit edilmiştir.Öte yandan .................................. Şanlıurfa 4.Noterliğinin 19.07.2004 tarihli azilnamesi ile vekaletten azledilmiş ise de, azil bononun tanzim tarihinden sonradır.Bu vekaletname kapsamına göre .....................................borçlu şirketi ticari işlerinde ve bankalarda temsil etmektedir. Vekaletnamede öngörülen kapsamlı yetki nedeniyle ....................................’ün şirketin ticari mümessili olduğu kabul edilmelidir. Borçlar Kanununun 449. maddesine göre ticari mümessil bir ticarethane veya fabrika ve ticari şekilde işletilen diğer müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak vekaleten imza koymak üzere sarih veya zımni kendisine mezuniyet verilen kimsedir. Aynı kanunun 450/l. maddesinde de ticari mümessilin, hüsnüniyet sahibi 3. şahıslara karşı, müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun namına müessesinin gayesine dahil olan bütün tasarrufları yapmak selahiyetini haiz sayıldığı belirtilmiştir. Ticari senetlerin ticari işletme ile olan ilgisi iyiniyetli 3. kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyiniyetli 3. kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağı öngörülmüştür. (HGK. 30.1.1980 tarih 1979/1692 Esas, 1980/170Karar) O halde ticari mümessil ........................................’ün vekil olarak imzaladığı takibe konu bonodan dolayı şirket sorumlu olup, bononun vekaletten azil tarihinden sonra tanzim edildiği de İİK.nun 169/a maddesi uyarınca yazılı belge ile ispatlanamadığına göre, Mahkemece itirazın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.