MAHKEMESİ: Adana 4. İcra MahkemesiTARİHİ: 25/09/2006NUMARASI: 2006/651/542Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun mal beyanında bulunurken bankadaki mevduatını bildirmemiş veya hiç mal beyanında bulunmamış olması hallerinde, alacaklının, borçlunun mevduatının bulunduğunu bildirdiği bankadaki mevduatın haczi mümkündür. Banka sırrı (Bankalar Kanununun m:22/7, 8 ve 9.) nedeniyle alacaklının hangi bankada borçluya ait hesap olduğunu bilmesi mümkün değildir. Bu nedenle İcra Dairesi, alacaklının, borçlunun mevduatının bulunduğunu bildirdiği (tahmin ettiği) bankadaki mevduatı alacaklının talebi üzerine haczeder. Borçlunun o bankada gerçekten mevduatının bulunup bulunmadığı, ancak birinci haciz ihbarnamesinden sonra belli olacaktır. (Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Hukuku, 2004 Baskı, Sf:405) kendilerine haciz ihbarnamesi veya ücret haczi bildirilen üçüncü kişiler, meslek veya banka sırrına dayanarak cevaptan kaçınamazlar, cevap vermeye ve borçlunun mevcudunu (parasını, ücretini, malını) İcra Dairesine teslime mecburdurlar. (Prof. Dr. Baki Kuru, adı geçen eser Sf:436)Somut olayda, şikayetçi banka, yukarıda yazılı açıklamalarda belirlenen görevi yerine getirmiştir.Şikayetçi bankaya gönderilen haciz yazısı üzerine adı geçenin cevap yazısı dosyada konuludur. Bunun dışında banka sırrına giren hususları bildirmesi bu takip yönünden işin sonuçlanması için gerekli ve zorunlu değildir. O halde, mahkemece şikayetin kabulüne ve muhtıranın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.