Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21670 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8142 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile yapılan ilamsız takipte, borçlunun, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu belirterek tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep ettiği ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece mahkemece, şikayetin kabulune karar verildiği görülmektedir.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Borçlunun geçici olarak o yerde bulunmadığının tespiti halinde, tebligatın o yerde bulunan yukarıda sayılan kişilere yapılması gerekir. Tebligat Kanunu’nun 17. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddesi gereğince, ilgilinin o yerde geçici olarak bulunmadığı hususu dağıtıcı tarafından tesbit edilerek, tebligat mazbatasına şerh verilmesi gerekir. Şerh verilmeden yapılan tebligatlar usulsüzdür. Somut olayda ödeme emri tebligat mazbatasında, tebliğ işleminin “muhatabın o anda çarşıda olması sebebiyle aynı adreste kendisiyle birlikte sürekli çalışan ve imzaya ehil olan işçi ... imzasına tebliğ edilmiştir” şerhiyle yapıldığı, tebligatın şeklen usule uygun olduğu mahkemece çalışanın tebliğ tarihi itibariyle işyerinde çalışıp çalışmadığı kolluk marifetiyle araştırılmış ve borçlu ve kardeşinin beyana dayalı olarak tebligatı alan ...'in tebliğ tarihinde borçlunun çalışanı olmadığı belirtilmiştir. Tebliğ memuru tarafından tutulan ve imzalanan bu tutanak, İİK'nun 8/son maddesi uyarınca hilafı sabit oluncaya kadar geçerli olup, borçlu ve kardeşinin beyanını içeren kolluk ararştırması ile bu durumun aksinin ispatlandığı sonucuna varılamaz. Bu durumda mahkemece, tebliğ yapılan ...'in tebliğ tarihi itibariyle borçlunun çalışanı olup olmadığı hususunun kolluk marifetiyle emniyet tarafından o binada eski tarihlerden beri oturan kişilere sorulup yöntemince araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.