Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21656 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16760 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlunun, sair itirazının yanısıra kıymet takdir raporunun ve satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve ihale konusu taşınmazın değerinin düşük olarak belirlendiği iddiası ile ihalenin feshini istediği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” denildiği, Tebligat Kanunu'nun ''Tebligat Mazbatası'' başlıklı 23. maddesinin 7. bendinde ''21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi''nin tebligat mazbatasına yazılmasını emrettiği ''Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesinin (f) bendinde ise ''30 uncu ve 31 inci maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığını, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebi'' nin tebligat mazbatasına yazılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür.Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.Somut olayda borçluya, kıymet takdir raporunun 02.10.2015 tarihinde, satış ilanının ise 16.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. - Kıymet takdir raporu tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; “Muhatabın adresinin tevziat saatlerinde kapalı olması sebebiyle muhatap en yakın komşusu ... soruldu dışarıda olduğunu imzadan kaçınarak sözlü beyan etmesi üzerine tebliğ evrakı Tebligat Kanunun 21. maddesi gereğince Hamidiye Mahalle Muhtarına teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmış ve en yakın komşusu ...’e haber verildi. Komşu imzadan imtina etti” açıklamasına yer verilmiştir.Tebligatta, muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği belirtilmeden tebliğ işlemi yapılmış olup yukarıdaki yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca kıymet takdir raporu tebliğine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir.- Satış ilanı tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; “Muhatap adreste tevziat saatlerinde (işte) olduğundan bulunamadı Hamidiye Mah. Muhtarlığına tebliğ edildi. 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı. Yakın komşusu Yılmaz Uysal haber verildi. Komşusu imzadan imtina etti” açıklamasına yer verilmiştir.Tebligatta, muhatabın, işte olduğunu beyan eden komşunun kim olduğu belirtilmediği gibi tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceği araştırılmadan tebliğ işlemi yapılmış olup yukarıdaki yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca satış ilanı tebliğine ilişkin tebligatın da usulsüz olduğunun kabulü gerekir.İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Genel kural bu olmakla birlikte şayet ihale bedeli muhammen bedelin üzerinde ise ve aşağıda belirtilen durumlar da bulunmazsa ihalenin feshi isteminin esasına girilmeden reddi gerekir. Öte yandan, ihalenin feshini isteyen şikayetçi,- Kıymet takdir raporunun usulünce tebliğinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesi nezdinde, kıymet takdir raporunda belirlenen değeri şikayet edip, icra mahkemesince alınan bilirkişi raporunu kabul etmeyip buna yönelik iddialarını ihalenin feshi şikayetinde sürdürmesi,- Kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği ve ihale sürecinden haberdar olmadığı iddiası ile birlikte ihale konusu şeyin icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdirine ilişkin rapora ihalenin feshi şikayetinde itiraz edilmesi,- İhalenin feshi şikayetini inceleyen mahkemece, kıymet takdirine yönelik yapılan şikayet neticesinde, icra müdürlüğünce alınan kıymet takdir raporuna ait keşif tarihi esas alınarak ihale konusu edilen şeyin değerinin ihale bedelinin üstüne olduğunun anlaşılması halinde “zarar unsurunun” gerçekleştiği kabul edilerek hem ihale konusu şeyin ihale bedelinin altında bir muhammen bedelle ihaleye çıkartılması hem de satış ilanı tebligatının usulsüz olması nedeniyle ihalenin feshi gerekir.Bu durumda, şikayetçi borçluya kıymet takdir raporu ile satış ilanı usulsüz tebliğ edildiğinden, Mahkemece, icra müdürlüğünce ihale konusu taşınmazın değerinin belirlendiği keşif tarihi olan 07.07.2014 tarihi esas alınarak, ihale konusu taşınmazın muhammen bedelinin ne olduğunun saptanması şayet ihale bedeli olan 143.000 TL.nin altındaysa şikayetin zarar unsuru gerçekleşmediğinden esasa girilmeden reddedilmesi, 143.000 TL.nin üzerindeyse hem ihale konusu taşınmazın ihale bedelinin altında bir muhammen bedelle ihaleye çıkartılması hem de satış ilanı tebligatının usulsüz olması nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekir.O halde, mahkemece, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.