Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21632 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 18542 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Pozantı İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 17/05/2006NUMARASI: 2005/11-3Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Mahkemece hüküm fıkrasında kararın temyizi için taraflara 15 günlük süre verilmiş ise de, icra mahkemesinin hukuka muteallik kararları İİK.nun 363/19. maddesi uyarınca kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde temyiz edilebileceği hüküm altına alındığından mahkemece bu sürenin üstünde 15 günlük süre verilmesi HUMK.nun 159. maddesine aykırı olup ancak borçlu vekili yasal 10 günlük sürede kararı temyiz etmiş bulunduğundan bu konuda kararın bozulması yoluna gidilmedi.Borçlu vekilinin temyiz incelemesine geçildi.Borçlunun İİK.nun 71. maddesine dayanan 1.9.2005 tarihi başvurusunda takibin kesinleşmesinden sonra icra takip dosyasında son işlem tarihi olan 12.10.2001 den sonra takibin işlemsiz bırakıldığından bahisle takip konusu bononun zamanaşımına uğradığı ileri sürülmektedir.TTK.nun 690. madde göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 662. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler sınırlı olarak sayılmı??tır. İcra dosyasında borçlu ................................................................ne (163) ödeme emri 16.7.2001 de tebliğ edilmiş takibe itiraz edilmekle takip 23.7.2001 tarihinde kesinleşmiştir. Alacaklı vekili tarafından adı geçen borçlu için yenileme dilekçesinin verildiği 29.12.2004 tarihine kadar yapılmış herhangi bir işlem bulunmamaktadır. Sözkonusu yenileme talebiyle ilgili harç ise 26.8.2005 tarihinde yatırılmıştır. Bu durumda alacaklı vekilin takibi yenilediği tarih itibariyle yasada öngörülen zamanaşımı oluşmuştur. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile İİK.nun 71/2. madde göndermesiyle uygulanması gereken aynı kanunun 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılması gerekirken reddi yönünde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de icranın geri bırakılmasını düzenleyen İİK.nun 33. maddesinde tazminat öngörülmediği halde borçlu aleyhine %40 inkar tazminatına hükmedilmesi de isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.