MAHKEMESİ: Üsküdar 2. İcra MahkemesiTARİHİ: 23/05/2007NUMARASI: 2007/177-2007/353Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 17.7.2007 tarih, 12333/14975 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak,grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza ve yazının tersimi,seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması;sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilmiş,tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarını fotoğraf yada diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hangi ortamda, ne tür teknik cihazlar kullanılarak inceleme yapılıp sonuca varıldığı açıklanmamış, sadece grafolojik ve grafometrik metotların uygulandığının belirlenmesi ile yetinilmiş, ulaşılan sonucun maddi dayanakları denetime elverişli şekilde ortaya konulmamıştır.Bu nitelikteki bir bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulamaz. (H.G.K.nun 30.5.2001 tarih ve 2001/12-246E. 2001/467K. sayılı kararı)Öte yandan raporda imzanın borçluya ait olup olmadığı konusunda da kesin bir kanaat belirtilmemiş olmakla bu nedenle de hüküm kurmaya elverişli değildir.Mahkemece yapılacak iş yukarıda açıklanan yöntem ve ilkelere uygun olarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesidir. Eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; bilirkişi incelemesinde bonodaki “E. Ö.” el yazısının borçlunun eli ürünü olduğunun bildirilmesi üzerine, Mahkemece anılan rapor esas alınarak itirazın kabul edildiği görülmektedir.B.K.nun 14.maddesi (imza, üzerine borç alan kimsenin el yazısı olmak lazımdır) düzenlenmesini getirmiştir. El yazısı ile atılacak imzanın ne şekilde olacağı konusunda ayrı bir şekil şartı yoktur. Kişi, kendisine özgü, belirli karakteri içeren sembolleri göstererek imzaatabileceği gibi ad ve soyadını yazmak suretiyle de imza atabilir. Ancak kişi, bu şekilde karakterleri ve sembolleri kullanırken veya ad veya soyadını yazarken imza atmayı amaç edinmelidir. Bu husus kişinin uygulamada hangi imza şeklini benimsediğinin tespiti ile anlaşılabilir. Davanın niteliği gözetildiğinde ispat külfetinin alacaklıya ait olduğu düşünülerek borçlunun ad ve soyadını yazmak suretiyle imza atmak şeklinde bir uygulaması olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü yoluna gidilmiştir. SONUÇ :Borçlu vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü, Dairemizin 17.7.2007 tarih ve 2007/12333 iesas 2007/14975 karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.