Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21541 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 4610 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 19. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/08/2010NUMARASI: 2010/1320-2010/1464Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takibe karşı borçlunun, dayanak düzenleme şeklindeki tahliye taahhütnamesinin ilam niteliğinde bulunmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK.nun 38.maddesinde, "Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir..."denilmektedirSomut olayda, noter tarafından düzenleme şeklinde hazırlanmış tahliye taahhütnamesine dayalı ilamlı takip başlatıldığı ve borçluya icra emri gönderildiği görülmektedir. Yukarıda anılan maddeye göre, para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri ilam hükmünde olup, takip dayanağı tahliye taahhütnamesi ise, para borcu ikrarını içermemektedir. Bu durumda, dayanak belge ilam niteliği taşımadığından alacaklının bu belgeye dayalı olarak ilamlı takip yapmasına imkan yoktur. Mahkemenin bu yöndeki tespiti doğru olmakla birlikte, alacaklının, sözkonusu belge ile, İcra İflas Kanununun onuncu babı hükümleri gereğince takip yapma hakkı bulunduğundan icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.