Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2136 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 1004 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : Ankara 14. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/11/2010NUMARASI : 2008/916-2010/1312Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından 15.06.2005 tanzim ve 15.01.2006 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliğ edildiği, adı geçenin yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile yetkiye ve imzaya itiraz etmesi üzerine alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, imzanın borçlunun eli ürünü olduğunun belirlendiği görülmüştür.T.T.K.’nun 688/6.maddesi gereğince senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adı (Kent, ilçe, Bucak, Köy gibi) yazımı yeterli olup ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda takip dayanağı bonoda keşidecinin ad ve soyadı yanında senedin tanzim edildiği yerin “ Mahmutlar Kasabası” şeklinde yazılmış olduğu görülmektedir. Bu yer Alanya ilçesine bağlı belde olup, idari bir birim olduğundan senette TTK 688/6. maddesinde belirtilen tanzim yerinin varlığının kabulü gerekir. Bu nedenle icra takibinin dayanağı olan bono, TTK. nun 688. maddesinde öngörülen unsurları taşımakta olup, kambiyo senedi vasfındadır. Bu haliyle İİK. nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya borçlunun itirazının kaldırılması olanağını tanıyan "mücerret borç ikrarını içeren" belge niteliğindedir. Alacaklının kambiyo vasfını taşıyan bonoya dayalı olarak borçlu hakkında, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu yerine genel haciz yolunu seçmesinde yasaya aykırılık yoktur. Kaldı ki icra takibinin dayanağı bonoda geçerli bir tanzim yerinin bulunmaması ve bu nedenle kambiyo senedi vasfında olmaması, onun “mücerret borç ikrarını içeren” belge olma niteliğini etkilemez. Dolayısıyla, tanzim yeri bulunmayan bono, İİK. nun 68/1. maddesinde yer alan ve alacaklıya borçlunun itirazının kaldırılması olanağını tanıyan “mücerret borç ikrarını içeren” belgelerdendir. Zira takibin dayanağı bu senet mücerret borç ikrarını taşımaktadır. Bu nedenle, mahkemenin aksine gerekçesi yerinde bulunmamaktadır. Öte yandan, icra takibinin dayanağı bonoda taraflarca Ankara mahkemelerinin yetkili kılındığı görülmektedir. İİK. nun 50. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HUMK. nun 22. maddesi gereğince, kamu düzeni ile ilgili bulunmayan hallerde taraflar, yetkili mahkemeyi (icra dairesini) sözleşmeyle belirleyebilirler.Somut olayda, alacaklı da bonoda özel yetkili yer olarak gösterilen Ankara İcra Dairesinde takibi başlatmıştır. Genel yetkili yerde takip hakkı olan alacaklının tercihini yukarıdaki şekilde kullanmasında yasaya uymayan bir durum söz konusu değildir. O halde, mahkemece istemin kabulü ile İİK. nun 68 ve 68/a maddeleri uyarınca yetkiye itirazın kaldırılmasına, imzaya itirazın ise geçici kaldırılmasına karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.