MAHKEMESİ : Samsun 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/02/2010NUMARASI : 2009/308-2010/117Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı S. K.tarafından keşideci şirket hakkında 6 adet bonoya dayalı olarak yapılan takipte, borçlu, senetlerin ödendiğini ileri sürerek, buna ilişkin makbuz ve 11.06.2008 tarihli “Dilekçe” başlıklı ödeme belgesi sunmuş, mahkemece belgedeki imzanın alacaklıya ait olup olmadığı yönünde alacaklıya davetiye çıkarılmışsa da davetiyeye rağmen alacaklının beyanda bulunmadığı, mahkemece bu durumda alacaklının imzayı reddettiğinin kabulü gerektiği, ayrıca ödeme belgesinde, ödeme yapıldığı bildirilen senetlerin vade tarihleri ve miktarlarının yazılı olup, başkaca ayırdedici unsurun olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. Borçlunun sunduğu, altında alacaklının imzası olan 11.06.2008 tarihli belgede, borçlusu keşideci şirket olan senet tutarları belirtilerek takip konusu senetlerden 25.03.2007 vadeli 2.000,00 TL miktarlı senet haricindeki bonoların vade ve miktarlarının yazılı olduğu, alacaklı tarafından bu senetlerin miktarlarının tarafına ödendiğinin belirtildiği, belgenin senetlerin merkez bankasındaki protesto bildirim kaydının kaldırılmasını isteyen dilekçe olduğu görülmüştür. Söz konusu belge ile takip konusu senetlerdeki tarih ve miktarlarla keşideci ve lehtar isimlerinin birebir örtüştüğü görülmektedir. Ayrıca belgede senetlerin protesto kaydının kaldırılması istenmiş olup, takip dosyasında senetlerin protesto edildiğine ilişkin ödememe protestolarının mevcut bulunduğunun da göz ardı edilmemesi gerekir. Bu durumda alacaklının imzasını taşıyan bir ödeme belgesi ile ilgili olarak yapılacak işlem, İİK'nın 169/a-3. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, mahkemece İİK'nın 68/a maddesindeki usule göre alacaklıya meşruhatlı davetiye çıkarılmalı, duruşmaya gelmediği takdirde icra takibinin geçici olarak durdurulmasına karar verileceği davetiyeye yazılmalı, duruşmaya gelmesi ve imzasını inkar etmesi halinde ise, yöntemince örnek imzalar alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir. Kaldı ki, mahkemece alacaklıya tebligat yapılmışsa da, meşruhatlı davetiyenin anılan maddedeki unsurları içermediği de anlaşılmaktadır. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.