Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21337 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9017 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Salihli İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 19/01/2010NUMARASI: 2009/489-2010/20Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu adına gönderilen ödeme emri tebligat parçasında tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Kanunun 21.maddesine göre yapıldığı belirtilmiş ise de Tebligat Tüzüğünün 28.maddesine uyulmadığı görülmüştür. Tüzüğün anılan maddesine göre önce muhatabın adreste neden bulunmadığı komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir ve memurları vs. gibi kimselerden sorulmalı, beyanların tebliğ tutanağına yazılıp altının imzalatılması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumun yazılı olarak belirlenip tevsik edilmesi ve daha sonra tebliğ evrakının zabıtaya veya muhtara bırakılması suretiyle tebliğ işleminin tamamlanması gerekir. (HGK.’nun 20.12.1993 T. 1993/18-778 E, 1993/876 K.) (HGK.’nun 25.01.2006 T. 2005/2- 772 E. 2006/17 K.sayılı kararı).Somut olayda, tebligat memuru tarafından muhatabın nerede olduğu en yakın komşusuna sorulmuşsa da bu kişinin kim olduğu tevsik edilmediği gibi, imzadan imtina edip etmediği hususu da tebli?? mazbatasına yazılmamıştır. Bu haliyle yapılan satış ilanı tebligatı usulsüz olup, dairemizin süregelen içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken tebligatın usule uygun olduğundan bahisle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.