Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21302 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8450 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Konya 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 21/01/2010NUMARASI: 2008/283-2010/33Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 169-a/3. maddesinde; "Borçlunun ibraz ettiği belge altındaki imza alacaklı tarafından inkar edilirse, icra hakimi, 68-a maddesindeki usule göre yapacağı inceleme neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde borçlunun itirazının kabulüne karar verir..." Aynı kanunun 68-a/3. maddesinde ise; "Tatbike medar imza mevcutsa bununla, yoksa borçluya yazdıracağı yazı ve attıracağı imza ile yapılacak mukayese ve incelemelerden veya diğer delil ve karinelerden icra mahkemesi, reddedilen imzanın borçluya aidiyetine kanaat getirirse, itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verir..." düzenlemelerine yer verilmiştir. Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere borçlunun tatbike elverişli imzası bulunamazsa incelemeye esas olmak üzere kendisine icra mahkemesi önünde yazı yazdırılıp imza attırılır. Somut olayda borçlu şirket tarafından, çekteki keşideci imzasının şirket yetkilisine ait olmadığı itirazında bulunulmuş, ancak şirket yetkilisi olan İ.Ç.'ın babasına sözlü olarak çek imzalaması için yetki verildiğinin şirket yetkilisi tarafından kabulü yeterli olmayıp, bu yöndeki beyan borçlu şirketi bağlayıcı değildir. Bu nedenle yukarıda belirtilen yasa maddeleri uyarınca şirket yetkilisi İ.Ç. yönünden yöntemince imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/09/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.