MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; takibe konu senetteki imzaların kendisi tarafından atılmadığını ileri sürerek itiraz ettiği, mahkemece; bonodaki imzanın muteriz borçlunun yetkilendirdiği vekili ... tarafından atıldığı, vekaletten azlin ise, vekile usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği görülmektedir.İİK.nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re'sen inceleyerek takibin iptaline karar verebilir.6102 sayılı TTK'nun 776/1-f maddesi gereğince, senette düzenlenme yerinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4. maddesine göre ise, düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Hukuk Genel Kurulu'nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılması gerekli ve yeterli olup, ayrıca adres gösterilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda, takibe dayanak yapılan bonoda düzenlenme (tanzim) yeri belirtilmediği gibi, senedi düzenleyenin isminin altında yer alan "Bağcılar Mahallesi, ... Caddesi,..., İç kapı 7... ibaresinin idari birimi ihtiva etmediği, bir başka anlatımla idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılmadığı görülmektedir. Belirtilen sebeplerle takibe dayanak belgede geçerli bir düzenlenme yeri bulunmadığından, anılan senet kambiyo senedi niteliğinde değildir.O halde mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-590 sayılı kararı ile de benimsendiği üzere, İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince bu husus re’sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca re'sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.