MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu, hakkında yapılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibi sırasında icra mahkemesine yaptığı başvurusunda, gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, zira tebligattaki imzanın tebliğin alındığı belirtilen ...'a ait olmadığını ileri sürerek usulsüz tebligattan kıymet takdiri raporu tebliği ile haberdar olduğunu beyanla şikayette bulunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda tebliğin usule uygun olduğu kabul edilerek, bu husustaki şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 16. maddesine göre; "kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır." Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, ödeme emrinin, şikayetçi borçluya 20.12.2011 tarihinde; “muhatabın oğlu ...'a tebliğ edildi” açıklaması ile Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Ödeme emrinin, anılan yasal düzenleme ve yönetmelik hükmü uyarınca muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı ve tebliğ yapılan ...'ın muhatapla aynı konutta oturup oturmadığı tespit edilmeksizin oğluna tebliğ edilmesi usulsüzdür. Öte yandan, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu, şikayet dilekçesinde hakkında başlatılan takipten kıymet takdir raporu tebliği tarihi olan 25.7.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirtmiş ise de, alacaklı vekili 30.9.2013 havale tarihli dilekçesinde, ... İcra Dairesi'nin 2011/4008 Tal. Sayılı dosyasında haczedilen menkullerin borçluya yediemin deposunda teslim edildiğini ve bu suretle borçlunun takipten bildirdiği tarihten önce haberdar olduğunu ileri sürmüştür.O halde, mahkemece, alacaklının cevap dilekçesindeki iddiası, gerektiğinde talimat dosyası da getirtilerek incelenmek suretiyle, oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...'ın temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.