MAHKEMESİ : Antalya 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/12/2009NUMARASI : 2009/971-2009/1319Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İ.İ.K.153.cü maddesinde; “İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse, icra dairesi on beş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa, mahkeme verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir. Bu karar tapu dairesine tebliğ edilerek ipotekli taşınmazın siciline geçirilir.” hükmü yer almaktadır.Buna göre asıl olan ipotek borcunun ödenmesi olup, düzenlenen şekliyle borç ödendiği veya alacaklı hesabına yatırıldığı halde, alacaklı ipoteği çözmekten imtina ederse, ipotek borçlusu, İ.İ.K. 153 cü maddedeki düzenlemeden yararlanarak ipoteğin fekkini isteyebilir. İncelenen 26/03/1987 tarih ve 2357 yevmiye nolu ipotek akit tablosunda ipoteğin 13.000.000'er TL'den olmak üzere C. Ç. ve Sevim Alkan lehine toplam 26.000.000 TL borca karşılık birinci dereceden ve faizsiz olarak tesis edildiği, dosyada mevcut Antalya 4. İcra Mahkemesinin 22.05.2008 tarih ve 2008/408-581 K. sayılı kesinleşen kararı ile ipotek alacaklılarından C.Ç.yönünden ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, şikayete konu olayda ise diğer ipotek alacaklısı S.A.varislerinden ipoteğin fekki talebinde bulunulduğu görülmektedir.İpoteğin açıklanan bu niteliğine göre kesin borç (karz) ipoteği olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. M.K.nun 875 maddesi gereğince alacaklı, ipoteğin fekki için ana para dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizini de isteyebilir. Bundan sonra M.K.nun 883 ve İİK.nun 153.maddelerine göre borçlu, ipoteğin silinmesi için icra dairesine doğrudan başvurabilecektir.İpotek alacaklısı mirasçıların ileri sürdüğü iddialar, adı geçenlerin genel mahkemelerde açacağı bir davada dinlenebilir. İcra mahkemesince, ipotek akit tablosu dışında takip hukuku açısından geçerli bir yazılı belge sunulamadığı da gözetilerek İİK.nun 153.maddesinde öngörülen koşulların oluşması halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmelidir. O halde mahkemece açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılmalı, gerektiğinde bilirkişi raporu da alınarak depo edilen bedelin yeterli olması halinde istek kabul edilmelidir. Aksine düşüncelerle yazılı şekilde sonuca gidilmesi ve kabule göre de görevli mahkemeye gönderme kararı verilmesi isabetsizidir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.