MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki asıl dosyada ... ile birleşen dosyada ... tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Asıl ve birleşen dosyada vekillerin sair temyiz nedenleri yerinde değil ise de;7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Asile yapılan tebligat hüküm ifade etmez.Haciz alacaklısı ... vekilinin asıl davada, sair fesih nedenleri ile birlikte satış ilanı tebligatının temlik eden alacaklı ...şirketi vekili Avukat ...'e tebliğ edildiğini, kendisinin Avukat ...'e vekaletname vermediğini geç haberdar olması nedeniyle ihaleye katılamadığını ileri sürerek 31.12.2010 tarihinde yapılan ihalenin feshi istemi ile mahkemeye başvurduğu; mahkemece birleştirilmesine karar verilen davada ise borçlu vekili tarafından, satış ilanının borçlu asile ve vekiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, satış ilanının tebliğ edildiği vekil Av. ...'in şirketin vekili olmadığını, eski vekili olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini istediği, mahkemece, esas ve birleşen davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Satış isteyen ... İcra Müdürlüğü'ne ait 2003/1366 esas sayılı takip dosyası sureti incelendiğinde; borçlu ... vekili olarak Av. ...'in 23.06.2006 havale tarihli dilekçesi ile vekillik görevinden çekildiğine dair dilekçe verdiği, dilekçenin dosya arasında bulunduğu, bu tarihten sonra borçlu vekili olarak yaptığı işleme rastlanmadığı, borçlu şirketin bu tarihten sonra değişik tarihlerde farklı vekiller tarafından temsil edildiği, en son borçlu vekili olarak 25.02.2008 tarih, 05899 yevmiye numaralı vekaletname sunularak Av. ... tarafndan 10.06.2010 tarihinde vekalet harcı yatırıldığı görülmektedir.Satışın gerçekleştirildiği ... İcra Müdürlüğü'nün 2003/93 talimat sayılı dosyası incelendiğinde ise; 11.10.2010 tarihinde satış kararı alındığı, satış ilanı tebligatının borçlu Kittaş Kayalıoğlu vekili olarak Av. ...'e gönderildiği, tebligatın muhatabın adliyede olması nedeniyle daimi çalışanı ... imzasına 18.10.2010 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Bu halde takip dosyası içeriği itibariyle şirket, değişik tarihlerde birden fazla vekille temsil edildiğine göre, satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle görevli vekillerden birine satış ilanının tebliğ edilmesi gerekirken, istifa eden vekile yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür. Diğer taraftan vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması sonuca etkili olmadığı gibi, dosya içerisinde borçlu şirket adına çıkartılan satış ilanı tebligatının TK'nun 12 ve 13. maddelerinde öngörülen araştırma yapılmadan doğrudan daimi çalışana yapıldığı, yine kayyım Hurşit Şirin adına çıkarılan satış ilanı tebligatının 7201 Sayılı Kanun'un 17. maddesi gereğince muhatabın tebliğ sırasında işyerinde bulunmadığı saptanmadan yapıldığı görülmekle anılan tebligatlar da usulsüzdür.Şikayetçi haciz alacaklısı ... adına çıkarılan satış ilanı tebligatının incelenmesinde ise;Şikayeçi haciz alacaklısının 27.07.2010 tarihi itibariyle ... İcra Müdürlüğü'nün 2006/1994 esas sayılı dosyasındaki alacağı ...'den temlik aldığı, satış karar tarihi itibariyle haciz alacaklısı olduğu, 11.10.2010 tarihli satış kararı ile çıkartılan satış ilanı tebligatının ... vekili olarak Av. ...'e 20.10.2010 tarihinde "avukatın sekreterine" şeklinde tebliğ edildiği, haciz alacaklısı olan şikayetçi temlik alacaklısı adına satış ilanı tebliğe çıkarılmadığı görülmektedir.İİK'nun 127. maddesinin emredici hükmüne göre, satış ilanının, borçluya, alacaklıya ve taşımazın tapu sicilinde kayıtlı bulunan alakadarlarına tebliği şarttır. Bu emredici kuralın eksikliği başlı başına ihalenin feshi için yeterli nedendir. Çünkü bu usulsüzlük ihaleye talebi ve talebin artmasını engelleyen bir durumdur.O halde, mahkemece yukarıda anlatılanlar ışığında haciz alacaklısı ...'ya tebligat yapılmadığı ve borçlu şirkete yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu nazara alınarak asıl ve birleşen dosyada ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Asıl dosyada ... ile birleşen dosyada ...'nin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.