Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21128 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 18371 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: İstanbul 4. İcra MahkemesiTARİHİ: 11/07/2007NUMARASI: 2007/128-2007/613Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçildiği, borçlunun süresinde imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Mahkemece, takibe dayanak yapılan çekte imza atanın İbrahim Topal olduğu, adı geçene borçlu tarafından verilen 27.04.2006 tarih ve 6060 yevmiye no'lu vekaletname içeriğine göre ticari mümessile tanınan tüm yetkilerle bu şahsın donatıldığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği görülmektedir.Borçlar Kanunu'nun 388/son maddesine göre hususi bir selahiyeti haiz olmadıkça vekil dava ikame edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz. Aynı Kanun'un 449.maddesine göre ticari mümessil, bir ticarethane veya fabrika veya ticari şekilde işletilen diğer bir müessese sahibi tarafından işlerini idare ve müessesenin imzasını kullanarak bilvekale imza vazetmek üzere sarih veya zımni kendisine mezuniyet verilen kimsedir. Sözü edilen Kanun'un 450/1.maddesinde de ticari mümessilin, hüsnüniyetli 3.şahıslara karşı müessese sahibi hesabına kambiyo taahhüdünde bulunmak ve onun namına müessesenin gayesine dahil olan bilumum tarassufları yapmak selahiyetine haiz sayıldığı belirtilmiştir. Yasada ticari mümessilin iyiniyetli 3.kişilere karşı kambiyo taahhütlerinde bulunacağından sözedilmesinin nedeni, ticari senetlerin niteliklerinden doğmaktadır. Ticari senetlerin, ticari işletmeyle olan ilgisi, iyi niyetli 3.kişilerce kolaylıkla anlaşılamayacağından, ticari mümessilin imzaladığı senetlerin iyiniyetli 3.kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağı öngörülmüştür (HGK'nun 30.01.1980 tarih ve 1979/1692 Esas-1980/170 Karar). Somut olayda, dayanak alınan vekaletnamedeki açıklanan Vergi Daireleri, Defterdarlık, Maliye, Sosyal Sigortalar Şube Müdürlükleri, Bölge Çalışma Müdürlüğü, Çalışma Bakanlığı, Bağ-kur, Ticaret ve Sanayi Odaları, Tİcaret Sicil Memurluğu, Özel İdareler ve Belediyelerde ve tüm resmi ve hususi daireler, hakiki ve hükmi şahıslar nezdinde borçlu tarafından çeki imzalayana verilen bu yetkilerin ticari mümessile verilen yetkiler olduğu kabul edilmiştir.Vekalet veren, ticaret ile iştigal etmekte olup, bu durumda vekil olarak atadığı İ. T.'a verdiği vekaletnamenin yukarıda açıklanan BK'nun 449/2.maddesi uyarınca ticaret siciline kaydedilmesi zorunludur. Yukarıda açıklanan bu husus tespit edilmeden yazılı şekilde borçlunun vekil kıldığı bu kişinin ticari mümessil olarak kabul edilerek itiraz ve şikayetin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.