Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21127 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 18362 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: İzmir 5. İcra MahkemesiTARİHİ: 17/07/2007NUMARASI: 2007/106-2007/655Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş, borçlu süresinde, çek arkasındaki ciro imzasının şirket temsilcisine ait olmadığını öne sürerek itirazda bulunmuştur. Mahkemece borçlu şirket temsilcisine süre verilerek; keşide tarihinden önce atılmış imzaların bulunduğu belge asıllarının bildirilmesi ve Ticaret Sicil Memurluğuna yazılacak müzekkere için masraf yatırılması bakımından süre verilip bu ara kararına uyulmaması nedeniyle kendisine kesin süre verilmiş, bu sürede de sözü edilen işlemler yerine getirilmediğinden bahisle itirazın reddine karar verildiği görülmektedir. Şirket temsilcisinin ayakta ve oturarak imza örnekleri alınmıştır. Dairemizin yerleşik içtihatlarından ve HGK.nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12-223 Esas 2006/235 K. Sayılı kararında açıklandığı üzere inkar edilen imzanın borçluya ait olduğunun kanıtlama yükümlülüğü alacaklıya ait bulunmaktadır.Konu ile ilgili İİK.nun 170/3 maddesi göndermesi ile aynı kanunun 68/a-3 maddesi aynen; “tatbike medar imza mevcut ise bununla yoksa borçluya yazdıracağı yazı ve attıracağı imza ile yapılacak incelemelerden veya diğer delil ve karinelerden reddedilen imzanın borçluya ait olduğuna kanaat getirirse itirazın muvakkaten durdurulmasına karar verir.” düzenlemesini içermektedir.Mahkemece yapılacak iş; borçlu şirket temsilcisinin başka yerlerde imza örneklerinin bulunup bulunmadığının alacaklı vekilinden sorulup, imza örneklerinin tespit edilmesi halinde bunların bulundukları yerlerden getirtilmesine, tespit edilememesi halinde alınan imza örnekleri ile yetinilerek bilirkişiden raporu alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.