Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21068 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 21068 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: İstanbul 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 31/12/2008NUMARASI: 2008/3201-2008/2771Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 35/son maddesi hükmüne göre “...kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine...” bildirilen adreslere gönderilen tebliğ işlemlerinin yapılamaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde,muhataba doğrudan 35.madde uygulanarak tebligat yapılabilir. Bir başka deyişle daha önce aynı adrese yöntemince tebligat yapılması koşulu aranmaz. Somut olayda, borçlu vekili müvekkilinin uzun yıllardan beri yurt dışında kaldığını ve yılda bir iki defa yurda geldiğini bazen de hiç gelmediğini belirterek Tebligat Kanunun 35.maddesi gereğince yapılan tebliğ işleminin iptali ile öğrenme tarihinin 03.12.2008 olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.Borçluya çıkartılan ilk tebligat 27.12.2009 tarihinde, tebliğ memurunun, köy muhtarının beyanına istinaden muhatabın yurtdışında olduğunu bildirmesi nedeniyle yapılamamıştır.Daha sonra ise aynı adrese 28.07.2008 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesi gereğince tebligat yapılmıştır.Mahkemece karara dayanak yapılan Gölyaka İlçe Emniyet Amirliğinin 28.03.2008 tarihli yazılarının ise adres araştırması mı yoksa trafik tescil kayıtlarından çıkarılan bir adres mi olduğu hususu yazı içeriğinden tespit edilememektedir. Dosya içerisinde bulunan 21.03.2008 tarihli nüfus kayıtlarının incelenmesinden borçlunun Nüfus Müdürlüğü'ne adres olarak, Köln /Almanya şeklinde beyanda bulunduğu görülmektedir. Bu durumda Tebligat Kanunu'nun 25/e maddesindeki koşullara uyulmadan yapılan tebliğ işlemi usulsüz olmakla, borçlunun aynı kanunun 32.maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğu tarihin tespitine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine dair karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.