MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :1- Borçlu ... yönünden; İİK.nun 168/5.maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus takipte, borcun ödendiğine yönelik itirazın ve İİK.nun 170/a maddesi gereğince ise, alacaklının, kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunmadığına yönelik şikayetin, ödeme emrinin tebliğ edilmesinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine sunulması zorunludur.Somut olayda, ödeme emrinin, itiraz eden borçlu ...'e 08/04/2014 tarihinde tebliğ edildiği ve yasal beş günlük süreden sonra, 25/04/2014 tarihinde icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, tebligat usulsüzlüğünün de ileri sürülmediği görülmektedir.O halde, mahkemece, istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.2- Borçlu ... yönünden; Alacaklı tarafından borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiştir. Borçlular vekili yasal süresinde icra mahkemesine başvurarak dava dışı senet lehtarı ... ile yaptıkları protokol uyarınca takip dayanağı senetlerin verildiğini, ...'nün protokole aykırı olarak oteli başkasına devretmesi üzerine ihtarname gönderildiğini, ...'den senetlerin başkasına devredilmeyeceğine dair yazılı beyanı içerir belge alındığını, buna rağmen senetlerin ciro edildiğini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ...'nün senetleri hiçbir şekilde takibe koymayacağına dair imzalı taahhütte bulunduğu, yargılama sırasında söz konusu imzanın ve ihtarnamenin alacaklı tarafça inkar edilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 6102 sayılı TTK.nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 687. maddesine göre; "...kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun." Somut olayda, takip alacaklısı çekte ciranta olup, takibe itiraz eden borçlular keşidecidir. Protokol, ihtarname ve ...'ye ait yazılı belgenin tarafları keşideciler ve lehtardır. Yukarıdaki yasa hükmü gözetildiğinde alacaklı cirantanın taraf olmadığı sözleşme, alacaklıyı bağlamaz. O halde, mahkemece, istemin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.