Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21054 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 25731 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Karacabey İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 23/11/2009NUMARASI: 2009/18-2009/173Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi borçlu 06.02.2009 tarihli dilekçesiyle murisi adına kayıtlı 669 parsel sayılı taşınmazın haline münasip olduğunu iddia ederek meskeniyet şikayetinde bulunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonunda, taşınmazın değerinin 21.600,00 TL olup haline münasip olduğu gerekçesiyle talimat icra dosyasından konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 82/12. maddesinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı belirlendikten sonra aynı maddede "ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır." hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece mahallinde keşif yapılarak meskeniyet şikayetine konu taşınmazın keşif tarihi itibariyle değeri ile borçlunun haline münasip ev alabileceği bedel tespit edildikten sonra, tespit edilen bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gereklidir. Aksi takdirde meskeniyet şikayetinden vazgeçilmiş sayılır. Somut olayda, şikayete konu 669 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında, 576 sayılı Hamidiye Tarım Kredi Kooperatifi lehine 26.03.2002 tarihli ipotek olduğu görülmüş olup, mahkemece anılan ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı araştırılmamıştır. Ayrıca mahkemece alınan 19.10.2009 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın değeri 21.600,00 TL olarak belirlenmişse de, icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdiri üzerine düzenlenen 10.09.2008 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın değeri 70.000,00 TL olarak tespit edilmiş olup, iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmediği de görülmektedir. Mahkemece anılan hususlar üzerinde durulmadan ve yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.