Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20994 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 25655 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Urla İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 22/07/2010NUMARASI: 2009/110-2010/113Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 363.maddesi hükmüne göre; "İcra mahkemesi kararları 10 günlük temyiz süresine tabi olup, bu süre; karar yüze karşı verilmişse tefhim tarihinden, yoklukta karar verilmesi halinde ise kararın tebliğ tarihinden başlar."Somut olayda mahkeme kararının, 22.07.2010 tarihinde tarafların yüzüne karşı verildiği, alacaklı .....İnş. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin süre tutum (temyiz) dilekçesinin de 22.07.2010 tarihinde temyiz defterinin 2010/16 numarasına kayıt edildiği anlaşılmaktadır. Alacaklı vekilinin temyiz istemi bu durumda süresinde olduğundan tashihi karar istemi kabul edilerek, Dairemizin 24.05.2011 tarih ve 2010/28290 E. - 2011/10436 K. sayılı "temyiz isteminden süre aşımından reddine" ilişkin kararının oybirliği ile kaldırılmasına karar verildikten sonra alacaklı vekilinin ;Urla İcra Mahkemesi'nin 22.07.2010 tarih, 2009/110 E- 1031 K. sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi. 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Buna göre, 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip, madde de açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. İmar planı vb. bir idari işlem ya da kararla taşınmazın kamu hizmetinin yürütülmesini sağlayacak bir amaç için tahsis edilmesi, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı sonucunu doğurmayacağından, haczin kaldırılması için yeterli olmaz. Bunun için hakim bizzat taşınmazın başında bilirkişi eşliğinde keşif yaparak haczedilen taşınmazın fiili kullanım durumunu belirlemeli ve bu şekilde sonuca gitmelidir. Somut olayda, mahkemece mahalinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen 26.04.2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmazın, belediye imar planları üzerinde yapılan incelemesinde, parsellerin yer aldığı yörenin kentsel gelişim bölgesinde kaldığı, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli olarak hazırlanacak düzenleme ve uygulama planlarında parselin üniversite yerleşke alanı, eğlen dinlen alanı ve orman alanı olarak düşünüldüğü, henüz düzenleme ve uygulama planları yapılmadığından tarımsal alan özelliğinin öne çıktığı belirtilmiş ayrıca, taşınmazın hali hazırda fiilen kamu yararını gerektirir bir hizmette kullanılmadığı gibi, başka herhangi bir şekilde de kullanılmadığı, üzerinde zeytin ağaçlarını havi arsa niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, taşınmazın fiilen kamu hizmetinde kullanılmadığı anlaşıldığına göre mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.