Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında, alacaklı durumundaki davalı asıl, iddiasını defi yolu ile ileri sürdüğü için borçlunun açtığı dava bu nedenle zamanaşımını keser (HGK 22.02.1984 gün, 1981/11-716 E. 1984/141 K.) (HGK 20.11.1996 gün ve 1996/12-654 E. 1996/805 K.).İcra mahkemesinin yukarıdaki kuralı tekrarlayan gerekçesi yasaya uygundur. Ancak, borçlunun açtığı İnegöl İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/56 Esas sayılı menfi tespit davasının HUMK'nın 409/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu durumda anılan davanın zamanaşımının kesilmesi yönünde takibe bir etkisinin bulunduğundan söz edilemez. Yerleşik Yargıtay uygulaması bu yönde olup, itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.