MAHKEMESİ: Büyükçekmece 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 13/07/2010NUMARASI: 2008/76-2010/1355Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 170/3. maddesinde; inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu “anlaşılırsa” itirazın reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.Somut olayda, takip konusu senet aslı ve ekindeki tüm belge asıllarının imza incelemesine tabi tutulmak üzere Adli Tıp Kurumuna gönderildiği sırada PTT görevlilerince kaybedilerek zayii edildiği, icra dosyası, mahkeme dosyası, sair belgeler ve senet fotokopisinin taraflardan temin edilerek dosyanın ihya edildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece senet fotokopisi üzerinden bilirkişi raporu alınmıştır. Sözkonusu raporda imzanın borçluya ait olmadığı belirtilmiş ise de, senet fotokopisi üzerinden incelemeye gidilemeyeceği, bu durumda uyuşmazlığın çözümünün yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle imza itirazının reddine karar verilmiştir.Yerleşik Yargıtay uygulamasına ve bu arada Dairemizin istikrar bulan kararlarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılamaz. “imzaya itirazda ispat külfeti alacaklıya aittir”(HGK'nun 26.04.2006 tarih, 2006/12-223 E.-2006/235 K.). Diğer bir deyişle, alacaklı, takip dayanağı bonoda borçlu keşideciye atfen atılı imzanın onun eli ürünü olduğunu, itiraz halinde ispat etmek zorundadır. Senet aslı ibraz edilemiyorsa bu halde uyuşmazlığın çözümü dar yetkili mahkemenin görevi dışında kalıp yargılamayı gerektirir. Bu durumda ispat yükünün gereği gibi yerine getirilmediğinden ve imzanın borçluya ait olduğu hususu alacaklı tarafından kanıtlanamadığından itirazın kabulüne karar verilmelidir. Aksine düşüncelerle itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.