Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 20864 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8268 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ : Kayseri 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/01/2010NUMARASI : 2009/783-2010/13Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;B.K. nun 83/son maddesi gereğince; “Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir.” Buna göre alacaklının seçimlik hakkı mevcut olup, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde takip konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden alacaklı bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir.Alacaklının, vade tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemesi halinde ise bu tarihten itibaren Türk Parası alacağına dönüşen alacağına 3095 Sayılı Kanunun 2.maddesine göre yasal faiz isteyebilir.Ödeme emri ve takip talebinde yabancı para alacağının hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faiz başlangıcının neye göre talep edildiği yer almasa bile anılan bu kayıtların alacaklıya yukarıda açıklanan yasa hükümleri gereğince seçimlik hakkı kullandırılarak tamamlattırılması olanaklıdır. Bu konuda alacaklı vekilinin mahkemeye takipte vade tarihindeki kuru esas aldıklarını bildirmiş olması karşısında sözkonusu bu eksikliği giderildiği sonucuna varımalıdır.Somut olayda alacaklı yabancı para alacağını Türk parasına çevirdiğinden ve bunun tahsilini istediğinden takip dayanağı senetlerde öngörülen vade tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istediğine ve tercih hakkını bu yönde kullandığına göre, dayanak belgenin niteliği dikkate alınarak, takip konusu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca vade tarihinden itibaren yasal faiz oranlarına göre faiz hesaplanması gerekir.O halde, Mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak borçlunun faize yönelik itirazları incelenip işlemiş faiz miktarı ve faiz oranları denetlenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme veyazılı gerekçe ile borçlu şikayetinin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.