Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2074 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 23794 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Tarsus İcra MahkemesiTARİHİ: 05/12/2006NUMARASI: 2005/239-2006/271Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :TTK. nun 587/1. maddesi gereğince, bono metninde öngörülen faiz şartı yazılmamış sayılır. Ancak, faiz oranı konusunda, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış olan bono dışındaki sözleşmelerde öngörülen ve bono nedeniyle alınacak faizi belirleyen (akdi faiz) ile ilgili anlaşma tarafları bağlar. 3095 Sayılı Kanununun 2. maddesine göre de, sözleşme ile yasal faizin aksinin kararlaştırılabileceği hüküm altına alınmıştır.Öte yandan akdi faize ilişkin sözleşmenin İİK. nun 169/a-1.maddesinde yazılı nitelikte bulunması ve takip dayanağı bonoya açık bir atfın bulunması zorunludur. Somut olayda, alacaklı vekili tarafından akdi faize ilişkin olarak sunulan alım satım beyannamesi adlı belgelerde takip dayanağı bonolara açık bir atfın bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle anılan sözleşmelerde öngörülen akdi faiz oranının takip dayanağı bonolar hakkında uygulanması mümkün değildir.O halde Mahkemece borçlunun takipte talep edilen akdi faiz oranına itirazının kabul edilerek, 3095 Sayılı Kanunun 2/2.maddesinde öngörülen avanslarla ilgili ticari işlerdeki temerrüt faiz oranları esas alınarak gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.Kabule göre de; alacaklı vekilinin dayandığı sözleşmelerde takip dayanağı bonolara atıf bulunduğu kabul edilse dahi, borçlu vekili sözleşmelerdeki imzaların borçlu şirketi temsile yetkili kişilere ait olmayıp, kendilerini bağlamayacağını ileri sürdüğüne göre Mahkemece bu yönde bir inceleme yapılmaksızın, itirazın reddine karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.