MAHKEMESİ : Malatya 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/10/2010NUMARASI : 2007/12-2010/533Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 170/3 maddesi gereğince, inkar edilen imzanın, borçluya ait olmadığı, mahkemece aynı kanunun 68/a maddesi göre yapılan inceleme sonucunda anlaşılmış ise, itirazın kabulü ile birlikte "takibin durdurulmasına" karar verilir. Aynı maddenin son fıkrasında da; "itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı, senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminat ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder" hükmü getirilmiştir.Somut olayda, alacaklının 26.5.2010 tarihli feragat beyanı dikkate alınarak “mahkemece karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir. Yukarıda anılan yasa hükmünde de anlaşılacağı üzere itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği ve alacaklının kötü niyetli veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının tazminata mahkum edileceği düzenlenmiş olup, “karar verilmesine yer olmadığına “ kararı verilmesi durumunda tazminatla tarafların mahkum edileceği hükme bağlanmamıştır. Ayrıca takip, son ciranta tarafından yapılmaktadır. Alacaklı, senetteki imzanın borçluya ait olup olmadığını bilebilecek konumda olmadığı gibi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru da kanıtlanmış değildir. O halde alacaklının feragati nedeniyle sadece “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru değildir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.