Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20563 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 12136 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : Zonguldak İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/01/2009NUMARASI : 2007/345-2009/28Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 127. maddesine göre; satış ilanının birer sureti, borçluya ve alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan alakadarlarının tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur. Adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde ayrıca, adres tahkiki yapılmaz, gazetedeki satış ilanı tebligat yerine geçer. İhalenin feshini isteyen şikayetçi.........., ihale konusu taşınmazda ipotek alacaklısı olup, İİK. nun 134/2. maddesinde belirtilen ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerdendir. Aynı kanunun 127. maddesi gereğince, satış ilanının bir suretinin tebliği gereken alakadarlardandır. Gayrimenkul ihalelerinde ilgililere satış ilanı tebliğ olunmaması başlı başına ihalenin feshi nedenidir.Somut olayda yukarıda açıklanan yasa hükümleri doğrultusunda şikayetçinin tapuda kayıtlı adresinin bulunup bulunmadığı ilgili tapu sicil müdürlüğünden sorulmasına rağmen, yazılan yazıya cevap verilmediği ve tapuda ilgili sıfatını taşıyan müştekiye satış ilanının tebliğe çıkarılmadığı anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.Bu maddenin uygulanabilmesi için muhataba usulsüz de olsa yapılmış bir tebligat olmalıdır. Her hangi bir tebligat yapılmamış veya tebligat çıkarılmasına rağmen tebliğ edilemeden iade edilmiş ise anılan madde hükmü uygulanmaz. Buna göre şikayetçinin ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olması İİK. nun 127.maddesinde öngörülen satış ilanı tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmaz. Kaldı ki, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.O halde Mahkemece şikayetçinin tapu sicilinde kayıtlı adresinin bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.