MAHKEMESİ: İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/05/2010NUMARASI: 2010/353-2010/763Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 21.12.2010 tarih, 2010/17888-30840 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçilmiş, takip dayanağı çeklerde 4. ciranta olarak gözüken ........ Tic.Ltd.Şti., takip alacaklıları K.E.. ve M. H.Ö 'ye menfi tespit davası açmıştır. Açılan davaya, çeklerin keşidecisi .........Tic.Ltd.Şti. 27.07.2006 tarihinde müdahil olmuş, icra dosyalarına yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir karar verilmesini talep etmiş, mahkemece verilen tedbir kararı neticesinde borçlu keşideci tarafından 28.07.2006 tarihinde dosya borcu mahkeme veznesine depo edilmiştir. İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 02.07.2009 tarih ve 2007/498 E., 2009/384 K. sayılı kararı ile "Davacının davasının kısmen kabulü ile taraflar arasında geçerli olmak kaydıyla takip dayanağı çeklerden dolayı davacının K. E.ve M. H. Ö.e borçlu olmadığının tespitine" hükmedilmiş, karar 25.11.2009 tarihinde kesinleşmiştir. HGK'nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E., 1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. İcra müdürlüğünce ve sınırlı yetkili icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. HUMK'nun 57. maddesi gereğince müdahilinde yer aldığı asıl davada hüküm taraflar hakkında verilir. Her ne kadar menfi tespit ilamının kesinleşmesinden sonra tavzih yolu ile başlık kısmına "müdahele talep eden: . .......Tic.Ltd.Şti. ve B.. Ş....." adı yazılmış ise de, kararda müdahiller lehine verilmiş bir hüküm bulunmadığından ve keşideci şirket hakkındaki takibin de kesinleşmiş bulunduğu anlaşıldığından icra müdürünün 08.03.2010 ve 09.03.2010 tarihli kararları doğru değildir.O halde mahkemece, şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, karar düzeltme istemi yerinde görülmüştür. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 21.12.2010 tarih ve 2010/17888-30840 sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.