Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20512 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 4096 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Nevşehir İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 01/12/2010NUMARASI: 2010/188-2010/365Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK'nun 134/2. maddesinde; "İhalenin feshini, Borçlar Kanunu'nun 226. maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler, yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren 7 gün içinde isteyebilirler" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; Nevşehir 1. İcra Müdürlüğü'nün 2006/353 Esas sayılı dosyasından 07.06.2010 tarihinde satışı yapılan taşınmazlar üzerinde, şikayetçi Tarım Kredi Kooperatifi lehine ipotek kaydının bulunduğu, icra dosyasında şikayetçiden sorulması üzerine ipoteklerin devam ettiği ve borç miktarının bildirildiği görülmektedir. Bu durumda adı geçenin İİK'nun 134. maddesinde belirlenen "tapudaki ilgili" sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkı vardır (HGK'nun 28.01.2004 tarih ve 12-2/36 sayılı kararı). Öte yandan anılan kişi, aynı Kanun'un 127. maddesi gereğince, satış ilanının bir suretinin tebliği gereken alakadarlardandır. Satış dosyasının incelenmesinde şikayetçiye kıymet takdiri ve satış ilanının tebliğ edilmediği görülmektedir.İİK'nun 127. maddesinin emredici hükmüne göre, satış ilanının, borçluya ve alacaklıya ve taşımazın tapu sicilinde kayıtlı bulunan alakadarlarına tebliği şarttır. Bu emredici kuralın eksikliği başlı başına ihalenin feshi için yeterli nedendir. Çünkü bu usulsüzlük ihaleye talebi ve talibi arttırıcı yönde çalışmayı engelleyen bir durumdur.Ayrıca İİK'nun 128/a-2. maddesinde "kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez." hükmüne yer verilmiştir. Olayımızda borçlular tarafından 23.09.2002 tarihinde yapılan kıymet takdirine itiraz hakkında mahkemece, diğer alacaklı İş Bankası AŞ tarafından yürütülen takip ile ilgili olarak yapılan kıymet takdiri itirazına ilişkin bilirkişi raporu esas alınarak mahkemece hüküm tesis edilmiştir. Bu durumda, mahkemece kıymet takdirine esas teşkil eden raporun verildiği Antalya İcra Mahkemesi'nin 2003/2738 Esas, 2003/2184 sayılı dosyasında keşfin 21.07.2003 tarihinde yapıldığı ve bunun da yapılan ihalede esas alındığı gözetildiğinde iki yıllık yasal sürenin geçmiş olduğu görülmektedir.HGK'nun 26.02.1992 gün ve 92/70-130 sayılı kararında satışın kıymet takdirinin esasalındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı benimsenmiş ve bu kararda İİK'nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu açıkça vurgulanmıştır.Bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebi olup mahkemece re'sen nazara alınmalıdır.O halde, lehine ipotek kaydı bulunan şikayetçi üçüncü kişiye kıymet takdiri ve satış ilanının tebliğ edilmediği ve kıymet takdiri üzerinden de iki yıldan fazla zaman geçtiği gözönüne alınarak ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçelerle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.