MAHKEMESİ : Antalya 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/03/2014NUMARASI : 2014/263-2014/292 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine 28.04.2009 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından 12.03.2012 tarihinde açılan ve Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/254 Esas sayılı dosyasından görülen menfi tespit davası kapsamında takip dosyasına yatırılacak paranın alacaklısına dava sonuna kadar ödenmemesi için İİK'nun 72/3. maddesi gereğince tedbir kararı verildiği ve sözü edilen tedbir kararının 12.03.2012 tarihli müzekkere ile icra müdürlüğüne bildirildiği, menfi tespit davasının 13.02.2014 tarihinde reddine karar verilmesi üzerine alacaklının ret kararına istinaden icra dosyasındaki paranın kendisine ödenmesi yönündeki talebinin icra müdürlüğünce ''menfi tespit davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmediğinden'' bahisle reddine karar verildiği ve alacaklı tarafından söz konusu icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir. İİK'nun 72/3 maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ancak mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin istenebileceği hükme bağlanmıştır. İİK'nun 72/4 maddesinde ise; ''Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar.'' hükmü yer almaktadır. Anılan yasal düzenleme uyarınca menfi tespit davasında ''davanın reddi'' ile birlikte tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkacağı ve ihtiyati tedbir kararının kalkması için mahkeme kararının kesinleşmesi koşulunun da bulunmadığı açıktır. Öte yandan, İİK'nun 72/4. maddesinin kesin (mutlak) hükmü nedeniyle HMK'nun 397/2. maddesinin uygulanması da mümkün değildir. Somut olayda, icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için verilen ihtiyati tedbir kararı, menfi tespit davasının reddine karar verilmesi üzerine İİK'nun 72/4. maddesi hükmü uyarınca kendiliğinden sona erdiğinden ve dolayısıyla alacaklı takip dosyasındaki paranın kendisine ödenmesini isteyebileceğinden icra müdürlüğünce söz konusu talebin reddi yönündeki işlem tesisinin yasaya uygun olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. O halde mahkemece, yukarıda değinilen açıklamalar gözönünde bulundurularak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.